Anti-SAP
Üzerine
Sevgili Murat,
Yazını ancak okuyabildim hoş gör. Son 5 yılını ABD'de ERP
sektöründe harcamış biri olarak doğrusu Türkiye'de bu konuda
neler olup bittiğini hep merak eder dururdum. Yazdıkların tüm
merakımı giderdi, eline sağlık. Aynı zamanda düşündürdü
de. Türkiye'deyken kabaca iki önemli alanda çalışmıştım.
Birincisi Ankara'da bir GIS sistemi kurmak, ikincisi de özellikle
kamu kuruluşlarında Bilgisayar destekli Proje yönetimi
sistemlerini yaygınlaştırmak (en azından kullanımını sağlamak).
Her iki eforun da sonu benim için hüsrandan ibaretti. Bunun
nedenlerine girmeyeceğim, çoğu senin bahsettiğin türden, daha
çok idari engellerle ilgili. Yazdıklarına bakılırsa ERP
uygulamalarının da aşağı yukarı aynı kaderi paylaştığını
görüyorum.
ABD'de şu ana kadar 9 tane ERP implementation projesine bulaştım
ve hiç birinin başarısızlığa uğradığına tanık olmadım.
Bu işlerin burada Türkiye'ye kıyasla neden daha iyi gittiğine
ilişkin biraz kafa yordum, aklıma gelenleri paylaşayım istedim.
1.
ABD'de yetişmiş teknik insan kaynağı Türkiye'ye oranla
çok daha fazla. Çoğunu da yabancılar ve özellikle Hintliler oluşturuyor.
X paketinin X modülünde X yıl tecrübeli adam aranınca
bulunabiliyor, hem de bir sürü. Bu projelerde Contract türü çalışma
biçimi yaygın. Tipik olarak 6-9 aylık kontratla adam alınıyor.
Böylece saatlik ücretler artıyor, dolayısıyla bir çok insan yaşadığı
şehrin dışında projelere gidip gelebiliyor, bu da labor
availability'yi maximize ediyor. Bildiğim kadarıyla Türkiye'de
contract işi henüz yaygın değil, ancak böyle sınırlı süreli
işler için son derece gerekli ve verimli bir yapı.
2.
ERP alanında uzmanlaşmış irili ufaklı sayısız
Consulting şirketi var. Yani SAP, BAAN ya da Oracle'ın kendisi bu
alanda "the-only-game-in-town" pozisyonunda değiller (Türkiye-SAP
gibi), onlar da diğer consulting şirketleriyle amansız bir
rekabet içinde olmak durumundalar. Bu şirketlerin ERP paketleriyle
ilgili uzmanlaşmış departmanları var, dolayısıyla bilgi
birikimi oluşmuş durumda. Tahmin edileceği gibi çok büyük
paralar ödeniyor bu şirketlere ama karşılığı kesinlikle alınıyor.
Bir projede bir şirketin 70 consultant çalıştırdığını hatırlıyorum
ERP implementation'u için. Işin içinde ERP Uygulamasının
bütününden sorumlu bir consulting şirketi mutlaka oluyor,
ve en az 6-9 ay sahneden çekilmiyor.
3.
Senin de değindiğin gibi, ERP uygulamasına şirket yönetiminin
nasıl baktığı çok önemli. Bilişimyatırımları konusunda üst
yönetimler ABD'de para harcamaktan ya da eleman almaktan kaçınmıyorlar.
Diyebilirim ki, uygulama için, paketin maliyetinin çok üzerinde
para harcanıyor ve bu normal karşılanıyor. Bu konuda önemli bir
kültür farkı var, Türkiye'de daha hala korsan program kopyalamak
günlük yaşamın bir parçası (hala değişmediyse).
4.
Bildiğin gibi anahtar kullanıcı ERP uygulmasının en
temel taşı. Ve bu insanların hem fonksiyonel iş işleyişini hem
de bilgisayar ve ERP terminolojisini çok iyi kavramış olması
gerekiyor. ABD'de bilgisayar teknolojilerinin kullanımı çok
eskiye gittiğinden bu kültür de çoktan yerleşmiş. Hemen her şirket
elemanı işini zaten bilgisayarda görüyor. Temel MS yazılımlarını
hemen bilmeyen yok gibi. Bu da yeni yazılımların şirket bazında
uygulanmasını çok kolaylaştırıyor.
5.
Tüm bunların yanında ABD'de her alanda görülen rekabete
değinmemek mümkün değil. Temel felsefe şu ki, Başarısız
insan işinden oluyor. Özellikle proje yöneticisi neredeyse ateşten
koltukta oturuyor. Ben çalıştığım 9 projenin çoğunda Proje yöneticisinin
değiştiğine tanık oldum. Bunun işe kattığı zorunlu dinamizmi
ve baskıyı tahmin edersin. ABD'de referans çok önemli, daha önce
çalıştığınız projelerle mutlaka temas kurup hakkınızda
bilgi toplanıyor. Dolayısıyla başarısız proje deneyimi fena
bir şey, buna karşılık başarılı bir deneyim aynı oranda ödüllendirilmekte.
6.
Bir de malum, ABD kökenli olmayan ERP paketleri bile
ABD'deki iş işleyişlerini kapsar nitelikte, çünkü hedef market
o. Türkiye'ye özgü bir çok kavram bu paketlere kaçınılmaz
olarak yansımıyor. En basitinden dil bile başlı başına bir
sorun anladığım kadarıyla.
7.
Bir de Türkiye'de genel anlamda planlama kültürü gelişmemiş
olduğundan bu paketlerden gerçek anlamda fayda sağlanamıyor
olabilir. Örneğin, en güzel MRP planını yapıp çıkarsanız,
sizin dışınızdaki malzeme tedarik sistemi ne kadar güvenilir ki
yaptığınız plana uyabilesiniz.
8.
Anlaşılan Türkiye'de tezgahı zamanında kurup piyasaya
hakim olan tek yazılım SAP. Buna karşılık SAP uygulama açısından
en komplex yazılım, hem de oldukça pahalı. Bu da daha işin başında
Türkiye'yi dezavantajlı hale sokuyor. Halbuki ABD'de ERP alanında
sayısız çözüm var. Her şirketin SAP'ye ihtiyacı yok ki, zaten
her şirkete SAP uygulamak rasyonel de değil. ABD'de büyük şirketlerin
çoğu ERP geçişini yapmış durumda, o yüzden ERP yazılım şirketleri
orta ölçekli şirketleri hedefleyen daha az kapsamlı versiyonlar
üretiyorlar. Türkiye için bu tür yazılımlar daha uygun
olabilir başlangıç için ama SAP mecburen seçiliyor gibi.
Her şeye rağmen ABD'de bu proje uygulamalarında
ciddi aksaklıklar, yanlış kararlar, organizasyonsuzluklar son
derece yaygın. Yani dışarıdan bu işlerin ABD'de tıkır tıkır
işlediği de sanılmamalı. Diğer yandan iyi ki de öyle diyorum
kendi kendime, o sayede hayatımızı kazanıyoruz biraz da ne yalan
söyleyeyim. Ama öyle ya da böyle projeler tamamlanıyor ve
beklenen/planlanan faydalara erişiliyor.
Bu arada ABD'de de ERP uygulmalarında ciddi bir yavaşlama var,
bunun önemli nedenleri bir çok şirketin özellikle Y2K'nde baskısıyla
ERP'ye geçişlerini zaten tamamlamış olması ve e-commerce'ın
yaygınlaşması ile ERP yazılımlarına ilginin azalmasıyla
ilgili. Ancak ERP'nin tarihe karışması söz konusu değil bence,
onun yerine e-commerce uygulamalarını destekler nitelikte kimlik
değiştirecektir.
Bu arada bilgin olsun, ben de ERP sektöründeki yavaşlamadan
nasibini almış biri olarak şimdi Datawarehousing sektörüne yönelmiş
durumdayım. O konuda da laflarız bir gün listede ilgilenenler
olursa.
Sevgiler
Rüçhan Üner '90
Re ANTI SAP (uzun, cook uzuun): [METU-IE-ALUMNI:4175]
Date: Fri, 2 Jun 2000 17:27:17 -0700 (PDT)
From: Ruchan Uner <r_uner@yahoo.com>
|
Birikimler |