Herhalde birçoğunuza en
sık ‘forward’ edilen lüzumsuz mesaj zincirlerinden biri, İrfan
Sayar'ın çizdiği Zihni Sinir Pro"c"eleri'ni andıran abuk Japon
icatlarıdır (metroda uyurken kafasını cama vantuzlayanlar, başındaki
kaska tuvalet kağıdı takanlar, vs) Ciddiyeti hakkında çoğunuzun
kuşku duyduğu bu icatlar, Japonya'da "chindogu" diye bilinen bir
akımın ürünleri.
Chindogu, başlı başına bir felsefesi olan, üstüne kitaplar yazılmış,
Japonya ve Amerika'da 'fan club'ları olan bir hobi veya kimine göre
sanat. ‘Chindogu'nun en basit tanımı, "ticarileştirilemez icat
artıkları"
‘Chindogu'nun ana felsefesi "unnecessity is the mother of all
inventions" şeklinde özetleniyor. Chindogu, bilimsel ve ticari
"invention-innovation" çalışmalarına anarşist bir yaklaşım
getiriyor; çünkü yaratıcılığı teşvik ettiği söylenen patent, fikri
hak gibi ögeleri reddediyor. Chindogu felsefesinin ana hatlarından
bazıları;
- İcat, mutlaka çalışır olacak
- Günlük hayatta kullanılabilir olacak
- Chindogu için kesinlikle patent alınmayacak
- Chindogu, ticarileştirilmeyecek
şeklinde olup, şimdiye kadar hiçbir Chindogu için patent alınmamış,
ancak birkaç icat, mucidi dışındakı uyanıklar tarafından
ticarileştirilmiştir.
Chindogunun yaşayan efsanesi; Kenji Kawakami isimli 57 yaşındaki bir
Japon olup, 600'ün üstünde Chindoguya imza atmış. Kawakami, birkaç
icadı çalınmış olsa da, hiçbir patente sahip olmamakla övünen,
icatların tüm insanlık için olduğunu, kapitalist düzenin her türlü
yeniliği metalaştırarak insanlığın toplam refahına olumsuz etki
yaptığını savunan bir ağabeyimiz. Kawakami'nin Chindogu üzerine
kitapları Japonya'da büyük satış rakamlarına ulaşmış, "101 lüzumsuz
Japon icadı" ve "99 daha da lüzumsuz Japon icadı" isimli kitapları
tek bir kitap halinde yeniden basılıyor. Bu kitaplar birçok yabancı
dile de çevrilmis. Konuyla ilgili daha fazla ayrıntı merak edenler
için, mesajın sonuna bir makale link'i ekliyorum. Makalede,
Kawakami'nin yanı sıra, onun anti-tezi diyebileceğimiz Dr.
Nakamats'tan da bahsediliyor. Bu ağabeyimiz de, floppy disc'lerden
afrodizyak esanslara, değişik golf sopalarından "jet-lag giderici
koltuk"lara kadar birçok icadın ve 3200 adet patentin sahibi bir
yaşayan efsane. Dr. Nakamats, her ne kadar buluşlarını
ticarileştirmiş ise de, finansal kaygıların yaratıcılığın önünde
büyük bir engel olduğunu düsünüyor.
75 yaşındaki ağabeyimizin son uğraşı ise, enerji konusunda kendi
kendine yetebilen bir ev geliştirmek ve bu evi genç mucitler için
bir "incubator" olarak tahsis etmek..
Bu arada, makalede 1990 yılında Nichia Corp.ta çalışırken yaptığı
bir buluş için 20.000 Yen ikramiye alan bir çalışanın, şirkete
açtığı dava sonucunda almaya hak kazandığı 20 milyar Yen'lik
tazminatın da hikayesi var. Benzer bir kararın da Hitachi aleyhine
verilmesinin ardından, Japonya'da özellikle yüksek teknoloji
firmaları büyük paniğe düşmüş durumda ve "icatlar firmaya mı, mucide
mi aittir" tartışması alevleniyor..
Japonlar, her ne kadar "invention"dan çok "innovation"daki
üstünlükleri ile tanınsa da, her sene 18 Nisan'ı "Invention Day"
olarak kutluyorlar, hem de bizzat Sanayi ve Ticaret Bakanlığının
organizasyonları ile.
Japonlara, Chindogular haric, "dünyada insanlığın gidişatını
değiştirecek neyi icat ettiniz" diye sorulduğunda, "anooooo"
nidalarıyla uzuuun uzun düşünüyorlar, ve gururla gülümseyerek şu
yanıtı veriyorlar: walkman.
Bana kalırsa walkman de, var olan bir ürünün geliştirilmesi, ama
sarkastik Amerikalılar Japonlara "tamamen kendinizin geliştirdiği,
walkman'den daha dişe dokunur bir icadınız var mi" diye kafalarına
vura vura literatüre girmiş.
Konuyu, ülkemizin konuya bakışını özetleyen, gündelik hayatımıza
girmiş bir özdeyiş ile kapatayım: "yeni icat çıkartma lan başımıza"
Onur Ataoğlu
http://metropolis.japantoday.com/tokyo/524/feature.asp
Cum 23.04.2004 06:08 |