Arşiv  listEM  Yardım  Yazışma

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler  

  Çocuksu Düşünceler

 Ozan Güven

 

 

Hatırlıyorum da daha 8-9 yaşlarında ya var ya yoktum.

Komşunun benden ayca küçük kızı (duydum ki evlenmiş :-)) ile ilgili hayaller kurmaya ve bu hayalleri çocukça sevmeye sanırım O'nu o pembe tokalarla gördüğüm 2 hafta öncesinde başlamıştım. O
kelebekli tokalarla tam bir uyum içinde, yine kelebekli ve tokalı bir çift ayakkabı giymiş ve
nedense okula kara önlüğünü giymeden gelmişti. Mükemmel ve doyumsuz bir tablo gibiydi benim için... Büyülenmiştim..

Uzun zaman, bi daha beceremediğim şekilde, aşkıma sadık kaldım :-) ve belki de hayatımın en cüretkar aşk ilanını o tatlı kıza "seni annem kadar çok seviyorum" diyerek yaptığımı hatırlıyorum.

Ertesi gün annesi okula gelip bana teşekkür edip, yine şimdiki gibi dopdolu olan yanaklarımdan öpmüş ve kızının çok mutlu olduğunu dile getirmişti... Tekrar büyülenmiştim... Ama bu sefer de annesine aşık olmuştum :-)

Masumiyeti çocuklarla ilişkilendirmek hiç de zor değil de mi?.

Milliyet'ten Ece Temelkuran "hepimiz öfkeli ve acılıyız. Çocuklarımız dövüldü" diye başlamış söze.

Hakikaten, eğitimsizliğin toplumdaki nefreti katlayarak arttırdığına hep beraber tanık oluyoruz. Kapkara bir cehaletle karşı karşıya olmayı bırakın soluyoruz adeta. Bu beni boğmaktan beter ediyor maalesef.

Utanma duygusundan yoksun bir iki insan bozuntusu günahsız masumlarda ne tür izler bıraktıklarının farkında bile değiller.

Görüntüler adeta kanımı dondurdu.

Zavallı annem çocuklardan birinin ağlamasını benim ve abimin küçükken nasıl ağladığına benzetince gözyaşlarını tutamadı.

O gece hiç konuşmak istemedim. Kendim dahil, insanlara kızgındım.

Biliyoruz ki Modernleşme ve Çağdaşlaşma Türkiye'nin yegane hedefleri olarak hala ortada duran kavramlar.

Fakat bunları gerçekleştirirken bir şeylerinde eksik kaldığının farkında mıyız?

Toplumdaki kayıtsızlık, tepkisizlik ve önüne geçilemeyen ahlaksızlık her kesimi sonuna kadar zorluyor.

İnsanların birbirleriyle olan bağları her anlamda zayıf ve zayıflamaya da devam ediyor.

Türkiye daha hedeflerine tam anlamıyla ulaşamamışken bile, Dünyadaki birçok toplumdan daha duyarsız ve katıksız bir boşvermişliğin içinde boğuşmakta.

Bu yüzden ben Türkiye'nin toplumsal olaylarda alabileceği aksiyonlara inanmıyor ve güvenmiyorum.

Yaşadığımız diğer trajediler gibi bu olay da arşivlerde ki herhangi bir rafta yerini hiç zorlanmadan alacaktır.

Herkes gibi ben de bu olayı kabullenmekte büyük bir zorluk çekiyorum ve öfkem azalmakta zorlanıyor.

Nedense o akşam yatağıma uzandığımda aklıma o pembe tokalı kız geliverdi birden.

Bazen unutsam da ne kadar şanslı bir çocukluk geçirdiğimi ve Tanrı'ya ne kadar da çok şey borçlu olduğumu hatırladım.

Dünyada şanslı bir ozan yaratıldı.

Bunu bu olaylar sonucunda hatırlamak biraz acı veriyor ama insan her olayın sonucunda bir yerlere varmayı beceriyor.

Herkese iyi hafta sonları,

Saygılarımla,

Ozan Güven IE 00

28 Ekim 2005

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler

sistEM Copyright 2000-2005