Bir
analiz ve bir teori.
Son bir, bir buçuk yıldır hükümet
ne yapmış acaba. Üç aydan fazla 5+5 formülüyle Demirel'in süresini
uzatmaya çalıştılar. Olmadı. Bir üç ay da yeni cumhurbaşkanını
seçmeye uğraştılar. Sonra Af Yasası diye bir garabetle aylarca
kamuoyunu meşgul ettiler. Veto edildi. Geri çekildiler. Cezaevleri
isyanları, ölüm oruçları, F tipi cezaevleri derken Sezer'i köşeye
sıkıştırarak Af Yasası’nı geçirdiler. Bu arada bir üç ay
daha geçmişti. Ekonomik olaylar ise IMF'ye havale edilmişti.
Bunlar suni gündem oluşturarak bizleri (Medyanın da desteğiyle)
oyaladılar. Bu arada Türk Telekom, THY özelleştirilmesi, enerji
yolsuzluğu gibi konuların üstü yavaş yavaş örtülüyordu.
Devleti küçültmek demek etkinliklerinin azalması güçlerin yok
olması anlamına geliyordu. İstemediler. İstemeyecekler.
Derken bir baktılar Cumhurbaşkanı
devlet bankalarını denetlemek istiyor. Olacak iş mi? Hemen bir
kavga yarattı HÖ. Zaten Ecevit'in oğlu değil mi? Bir insan babasını
nasıl savunursa o da Ecevit'i öyle savundu!!!! Sanki koskoca bir
ülkeyi değil de babalarının çiftliğini koruyorlardı. Peki Türkbank
olayında, TBMM yolsuzluğunda neden ülkenin haklarını korumadılar
acaba? Cavit Çağlar yurtdışına çıkınca mı akıllarına
geldi tutuklamak. Ya Romanya’daki Bayındır (Kamuran Çörtük'ün
bankası, hatırlarsınız aile fotoğrafındaki) Bank için
Romanya'ya ödenen milyonlarca dolar ne oldu? Bütün bu işler
olurken ne hikmetse milyarlarca dolar Türkiye'den gidiyordu. Ülkeyi
yönettiklerini iddia edenler bu işlerle uğraşacaklarına uslup,
davranış, vb. gibi işlerle uğraşıyorlardı. Bugünkü
haberleri tekrar gözden geçirince bir senaryo yazmak da benim aklıma
geldi. Olabilir mi acaba?
Şimdi geçelim benim senaryoma.
Devlet bankalarının açıklarının
20 milyar Dolar olduğu hemen hemen her yerde yazılıyor, söyleniyor.
Ben diyorum ki bunu 2 ile, 3 ile çarpın. Neyse. Diyelim 20 milyar
Dolar. Peki bu para nereye gitti? Batık kredilere, yani verdiğiniz
ve geri alamadığınız kredilere. Bu krediler kime verildi
dersiniz? Siyasilere ve onların yakınlarına olmasın? Buraları
incelerseniz bunlar ortalığa dökülürse ne olur siyasilerin
hali? O zaman en iyisi yeni bir kriz yaratalım, Cumhurbaşkanı’nı
Af Yasası’nda olduğu gibi köşeye sıkıştıralım, ekonominin
bu kadar karışık olduğu bir dönemde devlet bankalarını tereyağından
kıl çeker gibi bu işlemlerden sıyıralım denmiş olabilir mi ?
Bu kredilerin %80-90'ı acaba siyasilerle onların yakınlarına ya
da organik bağı olanlara aktarılmış olabilir mi? Şimdi bu işler
ortalıkta dolaşırsa mecliste olmuş ve olanların canı yanar mı?
Tüm bu işlerden dolayı acaba koruduklarınızın size karşı
konuşma olasılığı doğar mı? Peki devlet bankalarından
belirli bir yüzde karşılığı kredi alınabildiği doğru mudur?
[Ben 15 yıldan bu yana özel sektör
ve kamuda üst düzey yöneticilik yaptım. Hiç bir bankadan
yeterince paranız olduğunu ispatlamadan kredi alamazsınız.
Alamadım. Yani ya ipotek vereceksiniz, ya garanti bulacaksınız; kısaca
almak istediğiniz kredinin 1.5-2 katı mal varlığınız olmadan o
krediyi alamazsınız. Eğer bir siyasi desteğiniz yoksa.]
İyi ama bu kredileri kullananlar
kimler? Nasıl aldılar? Neden mal varlıklarına el konulmadı? Nasıl
olur da sade vatandaşın alamadığı kredileri bu bankalar geri
alamayacakları kişi ve kuruluşlara dağıttı? İşte bu soruları
Cumhurbaşkanı sorunca dananın kuyruğu koptu. Hele de bu soruşturma
son on yılı kapsayacak şekilde genişletilince, adı 'denetimin
denetimi mi olurmuş?' oldu. Yahu, kim denetimin denetiminden
bahsetti. BDDK'nın denetleneceği nereden çıktı. HÖ yine babasını
mı koruyordu acaba? Şimdi kriz çıktı hepimiz Dolar-TL
paritesinden, gecelik repodan bahseder olduk. Yine ortalık toz
duman. Gizlenmek istenen devlet bankalarının batık kredileri
olmasın. Demirel’den Çiller'e, Yılmaz'dan Ecevit'e (yada HÖ'ye)
bunlar hiç mi dikkat çekmedi dersiniz. Herhangi bir şirketin yönetimine
geldiğinizde ilk bakılan Gelir/Gider dengesi ve açıkların
nereden kaynaklandığı ve bunların nasıl kapatılıp bir daha
olmamasının sağlanması değil midir?
Biz mi bir şeyleri yanlış öğrendik?
Onların bilip de bize anlatmadıkları
nedir? Sakın uslup olmasın.
Şalgam'a lale demeyi bilmiyor
muyuz?
Herşey iyi gidiyor da, davranışlar
mı bizi rahatsız eden ?
Ne dersiniz???
Zafer YOLCU
|