Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |
City Jazz Adnan Dovan |
||
[METU-IE-ALUMNI:6401] Sevgili Turgut, (Turgut doğrudan şahsıma hitaben yazdığı için ben de o şekilde yanıtlamaya çalıştım.) Senin verdiğin formatta cevap vermek zorunda olmadığımızı belirttiğin için ben düşüncelerimi serbestçe yazmak istiyorum. Benim anlayabildiğim kadarı ile organizasyonlar çok genel olarak ikiye ayrılıyorlar, yönetilerek gelişen organizasyonlar ve yaşayarak gelişen organizasyonlar. Sanırım CNT nın "emerge ederler" dediği de ikinci tip organizasyonları tarif ediyor. ListEM yaşayarak gelişen organizasyonlar içerisinde benim gördüğüm en başarılı örneklerden bir tanesi. Bir sosyal sermaye varlığı olarak etki çapı geniş, yoğunluğu ve derinliği tartışmasız çok iyi. Yaşayarak gelişen organizasyonların karşılaştığı en önemli risklerden birisi "madem ki elimizde böyle güzel bir organizasyon var bundan daha güzel bir yönetilen organizasyon imal edelim" arzusudur. ListEMin böyle bir risk yaşamamasını temenni ederim. ListEMin arzu ettiğim hali tam da şu anda olduğu haldir, yarın için ise şu an için bilemediğim fakat her nasıl olacaksa o halini arzu ediyorum. ListEMde kendi halimden de mutluyum, benim olduğum şekilden mutsuz olanlar varsa onların söylediklerini de dikkate almaya hazırım. Hocam, bu benim tarzım değil, benim hissettiğim kadarı ile ListEM ABD deki city jazz icra edilen eski küçük salonlardan birisi, fakat kesinlikle çok iyi olanlardan birisi. Hepimizin ayrı bir hayatı ve işi var, ve uygun oldukça buraya uğruyoruz. Bazen müzik dinliyoruz, bazen çalıyoruz. Bazen birileri çok güzel solo çalıyor biz dinliyoruz. O an sahnede olan birisi oturanlardan birilerini davet ediyor, o birileri bazen naz ediyor bazen de davete uyarak sessiona katılıyor. Bazen birisi çok iyi havada oluyor, daha salona girmeden trompeti ile o andaki melodiye bir yerinden takılarak üflemeye başlıyor ve bizi bambaşka bir melodiye taşıyor ve hepimizin havası değişiyor. Çok yıllar önce Ray Charles ve orkestrasını Efes antik tiyatroda izlemiştim, çok nefisti. Ray çıkmadan önce orkestra bir saate yakın çalmıştı. Bazı solo bölümlerde iki saz adeta kavga edercesine karşılıklı çalıyordu. ListEMde bazı yazışmaları da böyle kabul ediyorum. Eh, tabii ki arada sırada birileri trompeti birisinin kafasına vurmayı da bir iletişim biçimi olarak görebiliyor, city jazz da bu kadarcık da aksiyon olur yani. Özetle, inşallah aynı sazlarla, aynı icracılarla ve benzer melodilerle daha güzel senfonik müzik yapmaya kalkmayız diyorum. Ne alaka bilmem, henüz ODTÜ de öğrenciyken ilk kez CSO konserine gitmiştim. Bir ara orkestra uzunca bir es verdi ve herkes birlikte öksürmeye başladı, o zaman bana çok ilginç gelmişti, aslında halen de ilginç geliyor. Bilmem meramımı anlatabildim mi üstad. Sevgiler, Adnan DOVAN 78 Pzt 06.06.2005 15:10 |
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |