Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır. |
|
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |
7. Avrupa Filmleri Festivali
|
||
Ankara, Bursa, İzmir ve Diyarbakır'daki
arkadaşların takip edebilecekleri 7. Avrupa Filmleri
Festivali'nde gösterilecek bazı filmlerle ilgili görüşlerimi,
Erol hocamın da listeye sinema ile ilgili yazılar göndermem
isteğinden de yola çıkarak, paylaşmak istedim. Her ne kadar
festivalin Ankara bölümünün başlayalı 2 gün olmuş ve
bahsedeceğim filmlerin bazılarını izleme olanağı kalmamış
olsa da Bursa'da 19-25 Ekim, İzmir'de 26 Ekim-1 Kasım, Diyarbakır'da
2-7 Kasım'da izleyebilecek olanlara faydalı olabilir. Çok fazla
film olduğu için filmlere ayrıntılı olarak değinemiyorum.
Festivalin ana başlıklarına göre
filmlere göz atacak olursak:
Avrupa
Avrupa:
Bu bölümdeki filmler 2000 yapımı
filmler oldukları için hiçbirini önceden izleme olanağım
olmadı. Daha önceden çeşitli kaynaklardan öğrendiğim ve
internetten edindiğim bilgilere göre festival kataloğundan da
faydalanarak görüşlerim şunlar:
Liam: Bu akşam, bir
kaç saat önce izlediğim bu filmde, yıllardır hem Amerika'da
ve İngiltere'de çok başarılı filmlere imza atmış olan
Stephen Frears bu kez 1930'lar İngiltere'sinden bir öykü
getiriyor karşımıza. O dönemde bir orta sınıf ailenin
durumunu 7 yaşındaki Liam'ın gözünden anlatan film çok
orjinal değil belki ama başarılı senaryosu ve yönetimi ile
kendini izlettiriyor. Geçtiğimiz yılın benzer temalı filmi
Angela's Ashes'dan daha iyi. Bu hem eğlenceli hem duygusal film
rahatlıkla geniş gösterime de sokulabilirdi aslında.
İkinci Kattan Şarkılar: Bu
yıl İstanbul Film Festivali'nde de gösterilen bu film pek çok
iyi eleştiriler almış.Tam 45 kısa öyküden oluşan bu filmi
muhtemelen festival dışında bir yerde göremeyiz. Merakla
bekliyorum ve çok ümitliyim.
Otesanek: Kukla
sinemasının büyük ustası Jan Svankmajer'in bu yeni filmi çocuksuz
bir çiftin bir ağaç kökünü kendilerine çocuk olarak
benimsemelerini anlatan bir efsaneden kaynaklanıyor. Ustanın her
filmini kendime çok yakın hissetmem doğrusu ama daha önceki
festivallerde gösterilen Faust ve Alice filmlerini çok sevmiştim.
Bu filminin de onlar seviyesinde olduğu söyleniyor.
Karanlık Armoniler: Katalogdan
anlaşıldığı kadarı ile festivalde her zaman en az bir tane
olan uzun planlar kullanılan (bir yerde 15 dakikaya
varan kesintisiz bir çekim varmış), ışık gölge oyunlarına
çok önem verilen bir film. Muhtemelen çoğu seyircinin nefret
edebileceği bir film olacaktır. Ama bu tip filmler bazen çok
etkileyici de oluyor, ben bir kaç yıl önce izlediğim, Postacı
Kapıyı İki Kere çalar kitabından uyarlanan benzer tarzdaki
filmi hala unutamıyorum. İzlemeye niyetliyim ama bu tip filmlere
alışık olmayanların sıkılması muhtemel.
Bu filmler dışında kalan Yalnızlar,
Ülke ve İngiltere! filmleri de belli ilgileri hakeden filmlere
benziyorlar.
Aşk, Acı ve Merhamet Öyküleri
1994-2001 Zeki Demirkubuz:
Bu bölümde belki de yeni kuşak Türk
sinemacılarının en iyisi olan Demirkubuz'un şu ana kadar gerçekleştirdiği
5 filme yer verilmiş. Her biri izlemeye değer.
C Blok: Doğrusu yönetmenin
diğer filmleri yanında biraz zayıf kalıyor ama apatman blokları
arasında sıkışmış kalmış insanların öyküsü yine de
izlenmeyi hakediyor. En azından çok başarılı bir yönetmenin
ilk filmi olarak.
Masumiyet: Benim için
kesinlikle yapılmış en iyi yerli filmlerden biri. 3 tane
kaybetmiş karakterin öyküsünü (bir pezevenk, bir fahişe ve
eski bir mahkum) müthiş bir sinema dili ile anlatan bu film
mutlaka ama mutlaka izlenmeli. Filmin hiç bir anı aksamıyor ama
sadece Haluk Bilginer'in o uzun monoloğu bile izlemek için tek
başına bir neden sayılabilir. Dünya çapında bir oyunculuğa
tanık oluyoruz burada.
Üçüncü Sayfa: Gazetelerin
üçüncü sayfasında pek çok kez benzerini gördüğümüz bir
hikayeyi gözümüzün önünde didik didik eden Demirkubuz yine
çok sağlam bir film sunuyor bize. Yine yerli sinemada yazılımış
en doğal diyalogları ve çok iyi bir oyuncu yönetmeni olduğunu
gösteriyor. Bizimkiler dizisinde hiç göze çarpmayan tiplerden
birini oynayan Başak Köklükaya bu filmde ne kadar büyük bir
yetenek olduğunu ispatlıyor. (Biraz da kendi sitemin reklamını
yapayım. Bu filmin detaylı bir eleştirisini http://www.geocities.com/Hollywood/Makeup/7019/elestiri/ucuncu_sayfa.php adresinde
bulabilirsiniz.)
Demirkubuz'un en yeni iki filmi Yazgı
ve İtiraf'ı ne yazık ki bilet kalmadığı için izleyemedim.
Eminim ki iyi filmlerdir. Umarım vizyona girmekte zorlanmazlar da
o şekilde izleriz.
Sinemada 50 Yıl Atıf Yılmaz:
Fazla bir şey söylemeye gerek yok Türk
sinemasının en önemli yönetmenlerinden Atıf Yılmaz'ın en
ilginç filmlerinden biri olan Adı Vasfiye gösteriliyor bu bölümde.
Şu ana kadar izlememiş olanlar kaçırmasın.
Avrupa'nın En İyileri:
İsmini sonuna kadar hakeden bir bölüm.
1933'ten 1998'e kadar Avrupa sinemasının en iyi örneklerinden
12 tanesini karşımıza getiren bu bölümdeki hiç bir film kaçırılacak
gibi değil.
Öncelikle daha önce izlediklerim:
Baba: Usta Macar yönetmen
Istvan Szabo bu filminde İkinci Dünya Savaşı sırasında ölen
babasını bir idol olarak benimeseyen ama zamanla gerçeklerin çok
farklı olduğunu gören Tako'nun öyküsünü anlatıyor. Gerçekten
etkileyici bir yapım.
Ölümsüz: Bir
ay kadar önce bir kez daha televizyonlarda gösterilen (buna
rağmen biletler tükenmiş durumda) bu klasik gerçekten
defalarca izlenmeyi hakediyor. Hiç bir zaman ülke adı verilmese
de açıkça dönemin Yunanistan'ını anlatan film solcu bir örgütün
başındaki kişinin bir suikasta kurban gitmesini ve bir
gazetecinin büyük çabalarına karşın bu olayın rahatlıkla
örtbas edilmesini anlatıyor kısaca. Bugünden bakıldığında
belki tek aksayan yönü eşcinsellere bakış açısı.
Suç Unsuru: İşte
biletleri tükenen bir film daha. Gerçekten Lars Von Trier
hayranlarının kaçırmaması gereken bir film. Neyse ki ben
defalarca DVD'den izlemiştim. Bu tuhaf adamın ilk uzun metrajlı
filmi "Dogma 95" dönemine kadar her filminde görebileceğiniz
unsurların hepsini barındırıyor. Konuyu anlatmak çok zor ama
kabaca bir dedektiflik öyküsü denebilir. Kaçmaz. (Bu arada
Trier hayranları eminim farkındadır ama ben yine de hatırlatayım.
Ustanın Krallık (Riget) isimli dizisi iki haftadır Çarşamba
geceleri CNBC-e ekranlarında. Tam bir şölen.)
Şimdi de izlemediklerim.
Hal ve Gidiş Sıfır: Çok
az sayıda film çekmiş olmasına rağmen gelmiş geçmiş en iyi
yönetmenler arasında yer alan Jean Vigo'nun L'atalante ile
birlikte en tanınan filmi. Yıllardır ismini duymama rağmen
izlemek kısmet olmamıştı, merakla bekliyorum.
Yüz: Film hakkında
çok fazla bir bilgim yok, izleyip izlememe kararı için bir araştırma
da yapmadım. Sadece yönetmenin Ingmar Bergman olması bile
izlemek için yeterli.
Papatyalar: İki aykırı
genç kızın öyküsünü anlatan bu film bir dönemin sembol
filmlerinden biri olarak anılıyor. İzlenmesi gereken filmlerden
biri (nedense bu filmi izleyip izlemediğimden emin olamıyorum).
Kerkenez: İşte en
merakla beklediğim filmlerden biri. Ken Loach'ın ilk
filmlerinden biri olan Kerkenez(Kes) bu yıl İngiltere'de tekrar
gösterime sokulmuştu. Ken Loach daha sonraki filmlerinde olduğu
gibi burada da işçi sınıfını konu alıyor, bu kez bir çocuğu
ön plana sümüş. Bu arada Loach geçtiğimiz yıl çektiği ilk
Amerikan filminde de yine işçileri, sendikaları falan konu almışi
onu da bekliyoruz.
Bunu Hak Edecek Ne Yaptım?: Çılgın
İspanyol Almodovar'ın ilk ünlemeye başladığı yıllardan
gelen bu film eminim ki yine izlenmeyi hak ediyordur. Tuhaf
karakterlerden oluşan bir aileyi anlatan film yine çok renkli ve
komik anlaşıldığı kadarıyla. Yakında Almodovar'ın tüm
filmlerini izlemeyi başaracağız galiba.
Güz Öyküsü: Sanki
hiç bir şey olmuyormuş gibi gözüken ve bol bol konuşma içeren
buna rağmen meraklısı için çok çekici filmler yapan Eric
Rohmer'in mevsimler serisinden Güz Öyküsü meraklısına yine
doyumsuz tatlar verecek gibi. Şimdiden biletini aldığım
filmlerden.
Bu bölümde yukardaki filmler dışında
Milos Forman'ın Maça Ası, Claude Goretta'nın Davet ve Jiri
Menzel'in Kısaltma filmleri de yer alıyor.
Programdaki kısa filmler hakkında ne
yazık ki bir yorum yazamıyorum. Ama eminim ki çoğu çok başarılıdır.
------------------------------------------------------------
Hasan Nadir Derin web page (Sinema Manyakları): http://www.geocities.com/Hollywood/Makeup/7019/ http://www.geocities.com/hasanderin/ |
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |