Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır. |
|
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |
Emek Platformu'nun Hazırladığı
"Ulusal Program"
Tomris Çavdar |
|
|
1. Toplumsal Uzlaşma Özellikle planlı kalkınma anlayışı içerisinde farklı toplumsal kesimler arasında ulusal kalkınma hedeflerine yönelik işbirliği, sosyal ve ekonomik gelişmenin de daha hızlandırılmasına olanak sağlamaktadır. Mesleksel kuruluşlar arasında ulusal düzeyde oluşan uzlaşma ve dayanışma aralarındaki ilişkilerin daha da uyumlu bir duruma gelmesinde önemlidir. Toplumsal işbirliği, uzlaşma ve dayanışmanın sağlanmasında devletin ve farklı toplumsal kesimlerin katılma ve işbirliğine yönelik olarak olumlu bir davranış içine girmeleri gereğinin varolması zorunludur. Toplumsal kesimlerin durumlarının ve örgütlenme yapılarının bu duruma olanak vermesi gereklidir1. Emek platformunun “Ulusal Program” hazırlama çalışmaları yukarıda sayılan temel ilkelerin uygulamaya konulması açısından son derece önemlidir. Bu program incelendiginde kapsamının yanlızca emek kesimi ile sınırlı olmadığı ve diğer toplum kesimlerini de kapsayan gerçek bir “ulusal program” olduğu görülmektedir. Emek platformu program hazırlama çalışmaları büyük çoğunluğu demokratik kıtle (sivil toplum) örgütü nitelemelerine uygun olan kuruluşların katılımıyla gerçekleşmiştir. AB üyesi ülkelerin birçoğunda devletin, sosyal ve ekonomik politikalar arasında bir denge sağlamak ve bu politikaları bütüncül bir şekilde ele almaya yönelik bir rol üstlenmesi, toplumdaki sosyal yapılaşma ile yakından ilgilidir. Bu toplumlar yanlız parlamentoda değil, parlamento dışındaki karar verme organlarında da çoklu çıkarların temsiline olanak vermektedir. Ulusal ve yerel düzeydeki birçok karar verme organında çeşitli çıkar grupları sosyal ve ekonomik politikaların oluşumunda devletin yanında yer almaktadır. Emek platformunun programında da gerek hazırlanış gerekse toplum kesimlerine sunuluş sürecinde benzer bir yaklaşım izlenmiştir. Toplumu oluşturan bireyler ve toplumsal çıkar kesimlerinin arasındaki yaşam düzeyleri, toplumsal hizmetlerden yararlanma ve ekonomik olanaklara ulaşabilmede ortaya çıkan farkları azaltmak sağlıklı bir kalkınma anlayışının önkoşuludur. Çoklu çıkarların öncelikle temsil edilmesi daha sonra da örgütlenmesi ve birer baskı grubu olarak toplumda yer almaları devlete, toplumun çıkarı adına bu çıkarlar arasında dengeleyici rol oynama görevini vermektedir. Devlet, çıkar grupları arasında bir yandan sosyal adaleti, öte yandan toplumsal uzlaşmayı sağlayıcı bir rol oynamaktadır. Çoklu çıkarlara ve bu çıkarların örgütlenmesine, çıkarlar arasında uzlaşma sağlayıcı kurum ve süreçlere dayalı bu tip toplumlarda devlet, uzlaşma ve denge sağlayıcı bir güç konumundadır. Toplumsal uzlaşmanın büyük ölçüde sağlandığı bu tip toplumsal yapılarda devlet uzlaşma ve denge sağlayıcı rolünü; ekonomik ve sosyal gelişmeyi birlikte sağlayarak sürdürmektedir. 2. Sosyal HaklarSosyal haklar, ekonomik bakımdan zayıf ve güçsüz olanların, hak ve çıkarlarının korunması, geliştirilmesi, emek ile sermaye arasındaki ilişkilerde bir güç dengesi kurulması için devletin gerçekleştirme sorumluluğunu üstlendiği sosyal, ekonomik, özgürlükçü önlemlerin bütünüdür. Bu bağlamda emek platformunun geliştirdiği “ulusal programın” toplumsal dengenin en yoksun kesimince geliştirilmiş olması sosyal hukuk devletinin ilkeleriyle bağdaşmaktadır. Bu tanıma göre sosyal hukuk devleti2,
Devletin, güçsüzleri, güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlaması da sosyal hukuk devletinin yükümlülüğüdür. Sosyal devlet, işçi ve işveren ilişkilerinin yanlızca izleyicisi değil, aynı zamanda dengeleyicisidir. Bu doğrultu, güçsüzleri, güçlüler karşısında koruyarak devletin taraf tutmasına engel olmakta, çalışma barışının sağlanmasıyla, üretimin düşmesine, ulusal gelirin azalmasına olanak vermemektedir. Emek platformunun geliştirdiği “ulusal program”da bu doğrultuda, kazanımları büyük ölçüde zedelenen sosyal devlet olgusuna özel önem ve ağırlık verilmesi yukarıda sayılan ilkelerle de örtüşmektedir.
3. Sonuç Emek ve sermaye dengesi işgörenlerin ülkenin yönetimine gelmeleri veya yönetimde ağırlıklarını duyurmalarını da gerektirir. İşgörenlerin ülkenin yönetimine gelme olanağı zayıfladıkça, çalışma hukuku ile “emek-sermaye” dengesinin kurulma şansı o oranda azdır. Emek-sermaye dengesi, yanlız çalışma barışının değil, hızlı, sürekli ve dengeli kalkınmanın, çalışma yaşamının kararlılık içinde geçmesinin ve gerçek demokrasinin de gereğidir. Emek platformunun hazırladığı “ulusal program” emek-sermaye dengesinin ülke yönetiminde ağırlığını duyurması ve söz sahibi olması açısından da büyük bir önem taşımaktadır. Sosyal adaletin sağlanması ve farklı toplum kesimleri arasındaki ortak paydaların saptanması toplumsal dayanışma ve uzlaşmanın oluşmasında ön koşuldur. Böylece, sosyal politika doğrultusunda sosyal adaletin gerçekleştirilmesiyle farklı toplumsal kesimler arasındaki çatışmaların nedenlerinin karşılıklı etkileşimle giderilmesi, dayanışma ve uzlaşmaya yönelen önlem ve politikaları içeren bir dengenin oluşması sağlanacaktır. Toplumsal dayanışma ve uzlaşmanın sağlanabildiği toplumlarda toplumsal kesimler arasında çözülmeler, dengesizlikler, eşitsizlikler ve yabancılaşmalar azalır. Bu durum farklı toplumsal kesimler arasındaki parçalanmaların ve çatışmaların da azalmasına neden olmaktadır. Emek platformunun geliştirdiği “Ulusal Program”in yukarıda değinilmeye çalışılan sosyal devlet olgusuna ve sosyal adaletin sağlanmasına özel önem ve öncelik verilerek geliştirilmesi, yaşadığımız sorunların nedenlerini doğru olarak tanımlanması nedeniyle en uygun çözüm önerilerini de beraberinde getirdiği düşünülmektedir. Bu bağlamda “ulusal bir yapıt” niteliğinde olan bu programın diğer toplum kesimlerince de “toplumsal uzlaşma” ürünü olarak olduğu gibi benimsenmesi ve uygulanması ülkemizin geleceği açısından büyük bir önem taşımaktadır. 1 Nusret Ekin, Endüstri İlişkileri, İstanbul 1994, Beta Yayınları, s. 173-176. 2 İlker Hasan Duman, Sosyal Devlet, Kartal 1997, İnkılap Yayınları, s.18. |
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |