Endüstri Mühendisliği mezunları 2002 Ocak ayından bu yana her ay
İstanbul’da toplanıyorlar. Eğer o gün ayın 3. salısı ise saat
19:00-23:00 arası ise İstanbulun bir köşesinde bir araya gelmiş en
az 15 endüstri mühendisinin olduğunu düşünebilirsiniz. Bu sayı
77’ye kadar çıkmış; ortalama katılımcı sayısı da 40’a yaklaşmış.
İlk toplantılarını Baraka’da yapan endüstriciler, oradaki
ortamı beğenmeyince, İstanbul kazan onlar kepçe; her seferinde
değişik bir yerde bir araya gelmişler. Bugüne kadar yaptıkları 18
toplantının her birinde ayrı güzellikler yaşamışlar.
Her buluşma ayrı bir organizasyon olarak ele alınıyor. Sadece
bu toplantılarla ilgili iletişimin sürdürüldüğü bir “yahoo
group”ları var. Bu sayede toplantının nerede yapılacağı, yemekte
neler olacağı, nasıl gidileceği (yol tarifleri), katılım bedelinin
ne kadar olacağı, kimlerin katılacağı (ya da katılmayacağı)
yazışmalarla belirleniyor.
http://groups.yahoo.com/group/odtu-em-ist
Sonuç; listEM adını verdikleri dünyadaki bütün ODTÜ mezunu
endüstri mühendislerine açık e-posta grubunda da duyuruluyor.
http://sistem.ie.metu.edu.tr/alumni.htm
Çoğunluğu İstanbul ve çevresindekilerden oluşsa da, onlarca EM
belirlenen akşamda belirlenen saatte belirlenen hedefe doğru
zevkli bir yolculuğa çıkıyorlar. 70’lerin 80’lerin, 90’ların
2000’lerin endüstricileri gece boyu yiyip içip bol bol muhabbet
ediyorlar.
Bu fikir listEMdeki yazışmalar sırasında ortaya çıkmış. Amaç,
önce, ODTÜ mezunu bütün endüstricilerin, bulundukları kentlerde
aynı gece buluşmalarıymış. Nezih Yaşar’ın bu önerisini İstanbul
dışında, pek de sahiplenen olmamış.
istEMbul adı; “İstanbuldaki endüstri mühendislerinin
buluşmaları”nın kısaltılmasıyla elde edilmiş. EM’nin neden büyük
yazıldığını anlamak için de; endüstricilerin 2000 Eylülünden beri
yayınladıkları e-derginin logosuna bakmak yeterli.
http://sistem.ie.metu.edu.tr
Daha sonra bu EM, başka yerlerde de kullanılır olmuş. Nitekim, 5
yılda 1000’den fazla mezunu bir araya getirdikleri
“metu-ie-alumni” adlı iletişim ve tartışma listesine de
istEMbul’dan sonra, kısaca listEM demeye başlamışlar.
“Bu Topraklardan Dünya Markası Çıkar Mı?” ve “Reklamlardan Sonra”
kitaplarının yazarı, Güven Borça (IE 84,5); meslektaşlarının
markalarını listEMde şöyle değerlendiriyordu:
“ListEM: Çok iyi bir buluş, süper bir marka ismi. Hem Türkçe, hem
İngilizce olarak anlamlı. Kolay okunur, akılda kalır. Fiziksel
anlamda ne olduğunu iyi anlatmasının dışında "listem" okunuşuyla
üyeleriyle duygusal bir bağ da kurar.
istEMbul: Biraz zorlama kaçsa da ListEM'in bir alt markası olarak
ne olduğunu anlatır. Dar bir grup içinde kullanılır, genişleme
şansı yoktur. Zor anlaşılan bir soyadı gibi, utana-sıkıla söylenir
ama söylenir.”
istEMbullara katılanların sayısı 200’ü geçmiş. Buluşmaların üçte
birinden fazlasına katılan 28 istEMbulist var. Bunları rahatlıkla
söyleyebiliyorlar, çünkü bütün buluşmaların yoklaması yapılıp
kayıtları tutuluyor.
Baraka’dan sonraki iki buluşmada katılımı artıramamışlar. Enka
Tesislerindeki buluşmayı, katılım artmasa da buluşmaların verimli
ve yararlı olabileceğini düşündürten bir toplantı olarak
hatırlıyorlar. Elif Düşmez (daha sonra Tek) 80 öncesi mezunların
çoğunlukta olduğu gruba 90 sonrasından katılan ilk mezun olmuş.
Bir sonraki toplantıyı Anadolu yakasında yaparken, “bir Avrupa bir
Asya” formülünü de denemeye karar vermişler. Angel buluşmasına;
Galatasaray’ın maçına rağmen, gelen gelmiş ve “bu iş tutuyor,
herhalde” dedikleri buluşma bu buluşma olmuş. Burada, “ istEMbul
gecelerini ölümsüzleştirme” girişimi çerçevesinde, fotoğraf
çekmeye de başlamışlar.
Her toplantının farklı bir mekanda yapılması kolay bir iş değil
tabii. Buluşmaların başlamasıyla birlikte, her buluşmanın
örgütleme sorumluluğunu birileri almış. Bugüne kadar hiçbir
toplantı da ortada kalmamış.
Buluşmaların “ağalığı”nı yapan sorumlular; yer ve yemek
seçiminden, fiyat belirlemeye kadar birçok sıkıntılı görevi grubun
görüşlerini de alarak yerine getirmişler. Fakat onların ağalıkları
para ödemeye gelince bitiyor. Ödemeler EM usulü; herkes kendi
parasını ödüyor.
Kireçburnu’ndaki Bay Balıkçı’da yapılan buluşma, yağmurlu bir
İstanbul akşamında bile, katılımın artabileceğinin ipucunu
veriyor, çünkü 32 kişiye çıkyorlar. Yeni yeni katılımlar, herkeste
heyecana yol açıyor.
Mayıs toplantısı İTO’nun Kandilli’deki tesislerinde yapılıyor.
Manzara ve ortam, sohbeti koyulaştırmaya çok elverişli olunca,
“Anadolu yakasındakileri hep burada da yapabiliriz” diye kayıt
düşenler oluyor. Fakat, hala bir gidilen yere bir daha gidebilecek
noktaya gelinmemiş. Böylece İstanbul’daki olanakların
sınırsızlığını da keşfetmeye başlamışlar.
Cesaretlenip, bir sonraki buluşmaya, bölüm başkanlarını da davet
ediyorlar. Katılım bir daha yükseliyor. 4. Levent’te, Venge’deki
buluşmada 50’yi zorluyorlar. ITO’da öğrendikleri, yemek öncesi
kokteyl aşamasını buraya da uyarlıyorlar. İlk karşılaşmaların
ayakta olması, yemeğe geçerken ki gruplaşmaların rasyonalitesine
olanak sağlıyor. Ayrıca; selamlaşmalar, tanışmalar ve sohbet
başlangıçları için oturma düzenine geçmemiş olmanın avantajları
oluyor.
Sonraki iki toplantıda iyice ıslanıyorlar. Fenerbahçe Divan’daki
gecenin anlatımlarının geri planı: Sıcak. Temmuz bu; olacak o
kadar diyorlar. Ağustos’ta Taşkışla İTÜ Mühendishane’deki
buluşmayı seller basıyor. Gök delinmiş dedikleri cinsten bir
yağmur...
Eylül istEMbulunda, tatilin bitip İstanbul’a dönüşün gerçekleştiği
belli oluyor. Park Orman’da ilk kez 70 kişiyi geçiyorlar. Bölümden
bir hocayı daha ağırlıyorlar: Erol Sayın. Erol Hoca, listEMin
kuruluşunda ve yürütülmesinde olduğu gibi sistEM ve EMSözlük
girişimlerinde de önemli rolleri olan biri... Eylül ile birlikte
istEMbul’un kurumsallaştığına inanıyorlar.
Ekim’de Lacivert’i deniyorlar. Kasım’da Kalamış’taki İş Bankası
Lokali’ni. Aralık’ta Taksim’e çıkıp Andon Şarapevi’nde
buluşuyorlar. Birinci yıl tamamlandığında toplam 400 katılımlı,
161 katılımcılı 12 buluşmanın anılarını biriktirmiş oluyorlar.
Fotoğraflarını http://www.geocities.com/istembul/ adresinde
depoluyorlar.
Ocak’ta Moda’daki Eski İskele’yi keşfediyorlar. Şubat, bayram
ertesine geldiğinden Ayça Gençler’in; organizasyonu, son iki
günde, cengaverce üstlenmesiyle, buluşmayı İşkulelerin
Marche’sinde kurtarıyorlar.
Mart’ta “Bir Asya bir Avrupa” formülü yara alsa da; Turgut Uzer,
Elif Düşmez Tek ikilisi devreye girip Bebek Les Ambassadeurs’ta 77
kişiye çıkan katılımı örgütlüyorlar.
Nisan’da Sultanahmet’te Binbirdirek Sarnıcı’nı deneyen
endüstriciler Mayıs’ta Maslak Işık Ev’de konaklıyorlar.
Haziran istEMbulu yeni bir deneme: “1. istEMbul Geleneksel Şarap
DenEMeleri” teması ile Acarkent’te Kır kahvesinde yapılıyor. Melen
Şaraphanesi sahibi gelip “Üzümün Şaraba Yolculuğu” sunumunu
yaparken endüstri mühendislerimiz de şarap tadımı yapıyorlar.
Çoğunun koltuğunun altında da bir şişe şarap...
Bu öykü, bir İstanbul öyküsü. Fakat bu öyküden herhangi bir
bölümden mezun ODTÜlüler olarak, nereli olursak olalım çıkarılacak
şeyler var gibi görünüyor. |