--------------------------------------------------------------------------------
Date: Wed, 22 May 2002 11:59:00 +0300
--------------------------------------------------------------------------------
Bu 'tedbir'in yanlış anlaşılmama karşı tam bir koruma teşkil edebileceğini zannetmiyorum ama yine de ben bir deneyeyim. Ne olacak ki, en fazlasından kafama domates ve yumurta atarsınız, onlar da nasılsa sanal.
Önce konunun başlığının altını bir güzel çizeyim:
Türkiye'de iyi olan ve iyiye giden şeyler
Yani, başlık "Türkiye'de her şey iyidir ve her şey iyiye gitmektedir" değil, ayrıca "Türkiye'de iyi olanlar baştan aşağı iyidir, iyiye gidenler de bir bütün olarak iyiye gitmektedir" de değil. Ve dahi ayrıca "Türkiye'de iyi olmayanlar ve kötüye gidenler" başlıklı bir yazının tabii malzemesinin de yukarıda gördüğünüz başlıktan çok daha zengin olduğunun da maalesef farkındayım. Ve dahi Türk Kültüründe benim şimdi yapmak üzere olduğum işin insanın başını belaya sokması için garantili yöntemlerden biri olduğunun da bilinceyim. Olsun, ben 'challenge'leri severim:
Türkiye'de iyi olan ve iyiye giden şeyler: (Herhangi bir önem veya konu veya başka bir sıralama yapmayı düşünmüyorum, konuları arayıp bulmamın zorluğunu(!!) göz önüne alarak biraz "emprovize" bir liste yapmayı tasarladım. Yanlış hatırladığım bilgiler varsa peşinen özür diliyorum, yanlışlıkları lütfen düzeltin ki sizleri yanıltmış olmayayım.)
- Türkiye'nin büyük bölümünün iklimi iyidir.(Bazı yabancı ülkelerde yaşayanlar, kuzey Avrupa gibi, bunun "significant bir asset" olduğunda benimle hemfikir olacaklarını umuyorum)
- Türkiye geo-politik olarak önem verilen bir ülkedir (bu madde hem "iyi", hem de "kötü" sayılabilir)
- Üç tarafı denizle çevrili büyük bir kara parçasıdır.
- Ekilebilir toprağı boldur.
- Çok büyük gayretlerle oluşturulmuş GAP projesi, şu anda fazla bir gündemde değil ama böyle bir projeye sahip olabilmek, yalnız başına, birçok ülkeyi mutlu etmeye yeterdi. Yanlış hatırlamıyorsam GAP projesiyle 'sulu tarım'a açılacak toplam alan, Çukurova bölgesinin sulu tarım arazisinin 30 katı idi. Ve yine yanlış hatırlamıyorsam bu büyüklükte bir sulu tarım arazisi, bazı ürünler olarak, tüm Avrupa'ya yetecek kadar üretim yapabiliyordu. Belirgin bir yanlışlığım varsa lütfen daha iyi bilen biriniz düzeltin.
- Türkiye'de Petrol, en azından büyük miktarlarda, yoktur (yanlışlıkla yazılmamıştır)
- Nüfusu gençtir. Toplam nüfusun %70'i 30 yaşın altındadır. Bunun ne kadar önemli bir kaynak olduğu nüfusu yaşlı ülkelerde yaşayanlara sorulabilir (Avrupa gibi). Bu kaynağın varlığı iyidir, iyi kullanılıp kullanılmaması ayrı bir konudur.
- Maden zenginliği açısından, fakir ülkeler sınıfında değildir (bildiğim kadarıyla, yanlışım varsa lütfen düzeltin).
- Bor konusunun adres edilmiş olması bile olumlu bir gelişmedir. (Sonu nereye varacak daha bilinmiyor ama en azından konu su yüzünde).
- Türkiye'de en sonunda "Oh ne kadar iyi oldu da bu sene 10 Milyar $ turizm geliri elde ettik" söylemi yerine 50 Milyar $ yıllık turizm geliri için en azından bir plan yapılmaya teşebbüs edilmeye başlanmıştır. Böyle bir planın yapılmaya teşebbüs edilmesi bile olumlu bir gelişmedir. "Önce iman".
- Türkiye'nin Deprem Kuşağında olduğu, çok acı olaylar neticesinde de olsa, sonunda anlaşılmış, kabul edilmiş ve bu konuda toplum duyarlı hale gelmiştir. Toplumun daha duyarlı ve daha bilinçli hale gelmiş olması gelecekte, 1999 öncesinde olduğu kadar tedbirsiz olmamamızı sağlayacaktır.
- Ekonomi yönetiminin önemli bir iş olduğu, yine ağır faturalar karşılığı olsa da, siyasetçiler tarafından bile kabul ve hazım edilmiştir. Toplum da konuda daha duyarlı, daha bilinçli hale gelmiştir. Bu da bir teminattır.
- Seçim ve Siyasi Partiler yasalarının "seçilenin, seçene karşı sorumlu" hale getirilmesi gerekliliği, giderek daha fazla siyasetçi tarafından, giderek daha sık beyan edilmektedir. Daha doğrusu beyan edilmek durumunda kalınmaktadır. Fiilen halen bir şey yapılmamıştır, siyasetçilerin hareket sahası olduğu sürece de bence yapılmayacaktır. Ancak siyasetçilerin bu konudaki hareket sahası gün geçtikçe daralmaktadır ve eninde sonunda, kerhen de olsa, bu yasa değişiklikleri yapılacaktır. Bu bahsettiğim beyanlar, bu süreci hızlandıracaktır.
- Mevcut seçim ve siyasi yasalar ortamında bile, siyasete soyunan yeni çehreler vardır. Başlı başına bu, olumlu bir gelişmedir.
- Türk mutfağı hem zengin, hem de sağlıklıdır(genel olarak). Malzeme güneş aldığından ve hormon kullanımın ülkemizde (halen) çok sınırlı olması nedeniyle çok lezzetlidir. Deniz mahsulünün tadı, dünya çapında en yüksek seviyededir.
- Bundan otuz sene önce "İstanbul boğazına köprü lüks'tür" söylemi çok kredi alıyordu (kim diyordu hatırlıyor musunuz??), bugün "üçüncü geçit köprü mü olsun, tünel mi olsun" konuşuluyor. Bu maddedeki iyi taraf şu: pekala da 'köprü lüks müdür değil midir'i konuşuyor olabilirdik. "Yok canım, o kadar da yerimizde sayıyor olamazdık" derseniz size bunun pekala da mümkün olabileceğini göstermek adına tersine bir örnek: AB'ye 1970'lerin sonunda açılan kapıdan girseydik (kimin değerlendirmesiyle girmedik hatırlıyor musunuz??), bugün "girelim mi, girmeyelim mi, ne şartlarla girelim, ne durumda girmeyelim??" diye konuşmuyor olacaktık, kişi başına GSMH da en mütevazı hesapla, veya en muhafazakar eniyilemeyle (EM Sözlük'ten deneme: "benchmarking") 10,000 $ olacaktı, yani bugünkünün 3 veya 4 katı. Neyse, bizim liste "iyiler" listesiydi, aniden kolaya kaçtım, yine "iyi"lere devam edelim.
- Türk insanı "sıcak"tır. Kültürel özellikleri üzerine bir çok konuda uzun tartışmalar yapılabilir, ancak bunun üzerinde zannediyorum tartışmasız bir fikir birliğimiz vardır (umuyorum). Türk insanı "sıcak"tır ve "sıcak insan"ın mahsurları vardır ama genelde iyidir.
- Sağlık konusunda bilinçlenme vardır. Sabah yürüyüşüne çıkanlar giderek artmaktadır. Geçen hafta sonu belediye'nin Levent'teki bir spor sahasında insanların bir çalıştırıcı(?) gözetiminde toplu olarak hareketler yaptığını gördüm. Başörtülüsü, eşofmanlısı, genci, yaşlısı o kadar renkli bir görünümdü ki durup on dakika insanları izledim. Anladığım kadarıyla belediyenin bir hizmetiymiş. İstanbul ile sınırlı olmadığını umuyorum.
- Dolar kuru, çıpasız olarak bir yerde dengelenmiştir. Dengelendiği yer düşük müdür, yüksek midir, orada kalabilir mi, kalmalı mı, bu tartışmalar ayrı. Kurun çıpasız olarak dengelenmiş olması, başlı başına olumlu bir gelişme sayılmalıdır.
- STK'lar, toplumda giderek önemli bir rol oynamaya başladılar. Daha kat edilecek çok mesafe var, olsun, hareket olumlu yönde. Örnek: Bir Akut, bir İlkyar'ın yaptıklarına bakın, bu yapılanlar güzel insanlar tarafından yapılan güzel şeyler değildir de nedir?? Daha fazlası mı yapılması lazım?? O halde yapın!!
- ODTÜ İE listesi ve etrafında oluşan platformlar. Bu güzelliği görüyor muyuz?? Bu tipteki platformların ne kadar büyük bir potansiyel taşıdığını fark ediyor muyuz??
- Futbolla ilgim yok denecek kadar az ancak benim bile farkında olduğum bir şey var: Galatasaray'ın uluslararası platformdaki başarıları ve bunun yarattığı tanıtım. Dünya kupası finallerine katılım da olumlu bir gelişme sayılmalı gibi geliyor bana.
Futboldan anlayanlar daha iyi değerlendirebilirler.
- "Bir dünya markası olarak Türkiye" diye bir konunun en azından ele alınmış olması. (Remember: Marketing is everything)
- Siyasete yeni giren biri dahi olsa, birisi sonunda "Milletvekili Lojmanları kaldırılmalıdır" dedi. Belki sonra kaşarlanınca "yanlış anlaşıldım" der, olsun, şimdi söyledi ya.
- İsmail Cem ile Papandreu'nun yakın diyaloğu.
- Denktaş ile Klerides'in en azından "masada" oluşları. Kıbrıs sorununa bir çözüm oluşturulması ile ilgili karşılıklı olarak oluştuğunu algıladığım anlayış (umarım yanılmıyorumdur).
Belki inanmayacaksınız ama gayret etsem listeyi uzatabilirim. Ama kendi zaman planımı ve sizin sabrınızı daha fazla zorlamayayım, önceden karar verdiğim gibi, aslında şu anda epey tereddüt geçirsem de, bu iletiyi, daha da fazla düşünmeden, postalayayım. Yoksa vazgeçeceğim.
Turgut Uzer '76
|