Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır. |
|
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |
Değerlerle Yönetim Kişisel Bütünlüğün Önemi Turgut Uzer |
||
Toplam Kalite Yönetiminin direkt olarak hedeflenmeyen, ancak kesinlikle ortaya çıkan sonuçlarından birisi yönetimin şeffaflaşması oluyor. Kısmen iletişim araçlarının gelişmesinden, kısmen de Toplam Kalite anlayışının getirdiği paylaşım, katılım, açık kapı gibi kavramların hayata geçirilişinden kaynaklanmaktadır bu netice. Peki yönetimin şeffaflaşmasının etkileri nelerdir? Benim iş hayatına başladığım yıllarda bırakın üst yönetimi, bir orta kademe yönetimi bile çalışan için çok görsel değildi. Biz gençler, şeflerimizi ve müdürlerimizi çok sık görmezdik, onlar bizim için "bir yazının altında bir imza", hakkında konuşulan, kendi az konuşan, ciddi, hatta asık suratlı, öksürüğünde bile bir anlam olan, her şeyi düşünen ve bilen, hata yapmayan, arada sırada koridorun sonunda gördüğümüz, başka bir platformda yaşayan "şey"lerdi. Bu tarzdaki bir çalışma ortamı yöneticilere iletmek istedikleri mesajları seçme, formatlama, zamanlamasını ayarlama gibi bütün esnekliği veriyordu. Yani mesaj iletişiminin bütün kontrolu yönetimdeydi. O sırada yönetim açısından sorun "kontrol" değil, "etkinlik"ti. Verilen mesajlar, arzulanan etkinlikte organizasyona sirayet etmiyordu. Yönetimin şeffaflaşması ile birlikte problem tersine döndü: problem "etkinlik" değil, "kontrol" oldu. Artık yönetimin yayınladığı olumlu ve olumsuz bütün dalgalar, organizasyona derhal sirayet eder oldu. Yönetimin formüle ettiği mesaj değil, yönetimin nabzı organizasyonca duyulur oldu. Dile getirmeye çalıştığım bu değişimin neticesinde yöneticinin "kişisel bütünlüğü" giderek daha fazla önem kazanmaya başladı. Çalışanlar mesajları önlerine gelen bir kağıttan değil, kanlı canlı bir insandan almaya başladılar. Bu kanlı canlı insanın hareketleri, vücut dili, tutarlılığı, harmonisi de söylediklerinin yanında değerlendirmeye alınmaya başlandı. Şimdi bu değişim olumlu mudur? Bence durumun doğru değerlendirmesinin yapılması kaydıyla son derece olumludur. Yöneticiler olarak bizler sadece istediğimiz değil, aynı zamanda yayınlamayı seçmeyeceğimiz mesajları da veriyor olduğumuzun bilincinde olmalıyız. Bu olguyu şeffaflaşmanın doğal neticesi olarak kabul etmeliyiz ve kişisel bütünlüğümüz üzerinde çalışmalıyız. Bir nevi otokontrol olan bu düşünce tarzı, verdiğimiz kararların daha doğru olmasına da yardımcı olmaktadır. Öte yanda şeffaflaşmanın getirdiği çok önemli bir avantaj önümüzde durmaktadır: mesajlarımızın etkinliği belirgin şekilde artmıştır. 08/1999 Executive Excellence'da yayınlandı. |
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |