- Türkiyenin çok pahalı olan savunma konseptinden vazgeçmesi ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki ucuz ve etkili savunma stratejisine geri dönmesi gerekiyor
- Değer katmayan tüm zorunlulukların kaldırılması. Buna ODTÜ mezunlarına yedeksubaylık yaptırmak yerine co-op yaptırarak ekonomiye ve kendisine katkıda bulunabilme imkanları
verilmesi de dahil
- Büyük Türk Yatırımcılarının büyük tarım yatırımlarına girişmesi ve tarımın ülkenin temel becerilerinden biri olarak tesbit edilmesi. Başta Güney Doğu Anadolu sulama alanları olmak üzere ülkede dev tarım işletmeleri kurulması ve bunlara bağlı sanayinin geliştirilmesi
- Yönetim Kurullarına asker ve eski bürokrat ve siyasetçi atamalarının imkansız hale getirilmesi. Bana göre KİT Yönetim Kurullarına atanacak 30 yaşındaki ODTÜ mezunu bir
IE'nin 10 emekli paşadan daha çok katkıda bulunacağını düşünüyorum
- Değer formülüne uygun zihniyet değişikliğinin bilhassa Türk İşadamlarına mutlaka
gerekli olduğu ikna edilerek anlatılmalı. Şirket Yönetim sistemlerinin
kalite, esneklik, rekabet edebilir maliyete ulaşmak için değer katmayan unsurların temizlenmesinin yanında değer katacak mesleki uluslarası bilgi paylaşım kuruluşlarına aktif üyelik, performans değerlendirme kriterlerinin yeniden yapılandırılmasına kadar bir dizi değişiklik yapılması
- Milletvekili sayısının iki yüz elliye düşürülmesi. Çoğu eğitimsiz iş takipçisi bu adamların Türkiye'ye hiç bir katkısı yok. Ulufe dağıtarak yerlerini, çıkarlarını kollamaktan başka bir ise yaramayan bu insanların sayısının azaltılması, böylece siyasi görüşe oy verme geleneğinin yerleştirilmesi ve Bakanlık görevinde Milletvekili atamaları yerine Uzman atamaları düzeninin yaygınlaştırılması. Kısacası Türkiye'de siyaset yapma anlayışının değiştirilmesi
- Merkez Bankası özerk hale geldiği için onu listeden düşürüyorum.
- Yabancı sermayeyi çekebilmek için yukarıda sözünü ettiğim profesyonel devlet yönetcilerinin bizzat yabancı sermaye kuruluşlarıyla görüşüp, onlarla iletişim kurup, beklentilerini anlamaları, Bu konularda çalışacak bakanların mutlaka profesyonel başarılı şirket yöneticileri arasında seçilmesi.
Çin'e Hindistan'a Bulgaristan'a Slovakya ve Çek Cumhuriyeti'ne yoğun olarak giden yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesinin sağlanması
- Türkiye'ye her yıl artan şekilde yük olan Kıbrıs'a çözüm bulunması
- Bor madenleri işlemesi ve pazarlamsı işinin Koç-Sabancı ortaklığına devri, ve bu iki devin ulusal çıkarlar için bu kaynağı
yabancılara bırakmamaları ve Cumhuriyet Tarihinde örnek olacak bir projeye girişmeleri. Nihai ürünleri yapanları
da (buna silikon vadisindeki bir çok şirkette dahil), ortak yatırım için Türkiye'ye çekmeleri
- Haksız rekabet ortamı sağlayan yasaların ve kararların gözden geçirilmesi. Örnek: Migros devlet arazileri üzerine Market kuruyor, bunu çoğu yerde yaptı. Migros pahalı satıcıydı ve Türkiye'ye hiç bir ihracat katkısı
da yoktu. Oysa Metro her yıl Türkiye'de yaptığı satıştan daha fazlasını Türkiye'den alıp
Avrupa'ya ihraç ediyor. Bana göre Metro Türkiye'ye daha çok katkıda bulunuyor.
Migros'a neden arazi verilsin ki. Bir ara ikisi birleşecekti ve büyük bir ihracat potansiyeli doğacaktı
hem de yeni şirket Koç'un devlet arazileri avantasından yararlanacaktı. Türkiye'de suyun başında duran oyun bozanlık yapıp kendi kısa vadeli çıkarlarını ön plana koydu ve iş sonuçlanmadı
- Üniversite ders programlarının gözden geçirilmesi. Bizim okuldan mezun bir Endüstri Mühendisine Simülasyon dersi vermek yerine, bunun gibi Türkiye'de uygulanmayan ve şimdilik ihtiyaç duyulmayan derslerin birleştirilmesi, bunların yerine doğru dürüst İngilizce konuşan, daha çok kalite, daha çok
malzeme yönetimi, daha çok modern üretim yönetimi teknikleri bilen insanlar yetişmesi. Simülasyonu kim kullanıyor
ki, ama bir ERP yazılımı şirketiyle anlaşarak verilecek SAP dersi gerçekten bir değer katar. Doğru dürüst Microsoft Excel, PowerPoint kullanmayı bilmek,
kalite konusunda daha çok ders almış ve Toplam Kaliteyi doğru dürüst öğrenmiş, İngilizce elektif değil
de 4 yıl boyunca zorunlu dersler almış bir IE, daha çok değer üretir. Bırakalım uluslarası standartta okuyup yurtdışına
'Master' a gitmek isteyenler alsın Türkiye'de uygulaması olmayan dersleri. Bizim mezunlar önce İngilizce konuşabilsinler
de.
- Mikro Yönetim ve her konuda detaylara girme alışkanlığı. Herkes ekonomi kötü diyor, tribünden seyretmek yerine konulara çözüm üretmek ve katkıda bulunmak gerekiyor
|