Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır.

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler  

Arşiv

metu-ie-alumni

Kimlik

Yazışma

TEMÖB'ün Öyküsü

Umut Gür, Deniz Tuncalp, Turgut Uzer, Ongun Saraçbaşı


 

 

Sevgili ListEM,
(Bir daha okudum bayağı uzun olmuş, lütfen kusura bakmayın önemli bulduğum için yazdım)

Aşağıda EMÖS (Endüstri Mühendisliği Öğrenci Sempozyumu) konusunu görünce yazmadan edemedim. Aslında EM öğrenci buluşmaları konusu listemize - detaylı bir şekilde olmasa da - daha önce de konu olmuştu. Olaylar şöyle başlamıştı: Yıl 1996, Verimlilik Topluluğundan bir grup öğrenci olarak "neden Türkiye'deki EM öğrencileri buluşmuyor?" diye düşündük. Öyle ya, Avrupalı fellow stüdent'lar koca Avrupa'nin öğrencilerini birbirleriyle buluşturuyor (ESTIEM - European Students of Industrial Engineering and Management) ve dahi biz (Verimlilik Topluluğu) bu gruba üye oluyoruz, ama Türkiye'deki -geleceğin- meslektaşları buluşmuyor. En basit olarak

(i) Türkiye'deki diğer okulların ESTIEM'e girişini hızlandırmak gibi ağır bir misyonun psikolojik yükü hepimizin kafasında vardı diye düşünüyorum (daha o tarihlerde). Dolayısıyla Türkiye'deki EM öğrencilerini buluşturmak stratejik olarak çok önemliydi. Burda tabi dürüst olmak lazım, belki bir parça da VT-şovenizmi vardı:)

(ii) Kurulması muhtemel bir EM öğrenci birliğinin gelecek için muazzam bir mesleki bilgi ağı oluşturabileceği öngörülüyordu. Nitekim, buna yakın bir şeyler oldu diyebilirim sonuçta. Nasıl başladığına gelirsek tekrar:

Başlangıç çok çok riskli idi. Şimdi hemen aklıma gelen birkaç problem: Konuşmacı belirleyip katılımcı bulamamak, paraların hangi hesaba yatırılacağı, korkunç boyuttaki maliyetler...vs...vs....... Hem konu, hem konuşmacı, hem katılımcı bulmak aslında fazlasıyla sistemik bir problem. Bunların yanında, eğer bu buluşma tutarsa, sonrakilere örnek olması açısından kaliteli olmalıydı. Öte yandan öğrenci topluluğu bulunmayan okulların öğrenci topluluğu kurmalarını özendirmek anlamında VT bir model olarak iyi bir performans sergilemeliydi.....

Nerede yapılacağına karar vermek çok kolay olmadı. Ama en sonunda Denizli'de yapılmasını kararlaştirdik (Özgür Çeşmeci '98, Ertuğrul Eroğlu '98 ve ben '98). Çünkü özetle Denizli'de Belediye kentici ulaşımı sponsor olarak üstlendi, bazı şirketler öğle yemeklerini üstlendiler, bazıları da konuşmacıların konaklama masraflarını üstlendiler. Bizlere yansıyacak maliyetler bir anda inanılmaz düştü. İşin bu kısmı aşağı yukarı tamam gibiydi. Tabi bu süreç devam ederken, bir yandan konu ve konuşmacı konularını belirlemeye ve aynı zamanda da topluluğu bile olmayan okullar ile nasıl irtibata geçebileceğimizi bulmaya çalışıyorduk.

"Konu ve konuşmacı" konularında danışmanımız Canan Çilingir, Erol Sayın ve Müfit Akyos'un çok büyük yardımları ve destekleri oldu. Konu "Teknoloji Politikaları ve Teknoloji Yönetimi" oldu. Baha Kuban (ŞişeCam), Yalçın Tanes (Arçelik), Tülay Akar (TÜBİTAK) ve Müfit Akyos (TÜBİTAK-TİDEB) konuşmacılarımız idi.

Bu değerli insanlarla temaslarımızı kurmamızı sağlayan ve hatta organize eden Müfit Bey'e bir kez daha çok teşekkürler.

"Okullara ulaşma" konusunda ise neler yapmadık ki.....Herkes eski telefon defterlerini ortaya çıkardı (bizim dönem + diğer VT üyeleri), kim hangi okulu kazanmıştı, mahalleden X Eskişehir'de mı okuyordu, yaz tatilinda tanıştığım kız hangi okuldayım demişti......:)

Hatta Özgür Çeşmeci koca İstanbul'u OKUL OKUL gezdi......Ertuğrul'un ev telefon faturası ne kadar geldi bilmiyorum:))))... Sonuçta ulaştık bir kısım insanlara ve afişlerimizi ve broşürlerimizi gönderdik.........

TEMÖB I (1. Türkiye Endüstri Mühendisliği Öğrencileri Buluşması)
Başladık beklemeye....ama kimseden ses seda yok.....Deadline nerdeyse geldi....bizi bir telaş sardı ki sormayın.....Rezil olacaktık cümle aleme...Sanırım son günden bir önceki gündü... Eski binada (MM) Hıdır Abinin orda King oynuyorduk (hey gidi eski günler...ben kim King kim) Bir telefon geldi, Hıdır Abi açtı VT falan dedi sonra bize geldi telefonda biri Verimlilik Topluluğundan birisi ile görüşmek istiyor dedi.... Engelli koşu dünya rekorunu egale etmişimdir heralde:) Eskişehir'den arıyorlardı, "Bize 15 tane katılım formu göndermişsiniz, yetmedi n'apalım" diye soruyolardı:) Fotokopi çekin dedim:) Arkasından Bursa'dan mail geldi: Kaç kişi geliyor, ve hangi okullardan diye soruyolardı:) Tilki'ler akılları sıra piyasa yapmaya gelecekler:) Doldurduk biz de: Eskişehir'den 25, İstanbul falan okuldan 15 ...vs..vs...YIRTMIŞTIK en sonunda....

Hemen hergün birimiz gidip hesabı kontrol ediyorduk, kaç kişi para yatırmış diye...1.250.000 TL. 4 gece 5 gün, 3 öğle yemeği, bir akşam yemeği, 1 Pamukkale gezisi, 1 de parti.....1996 yılının fiyatlarını hatırlayan var mı ki:)

28 Ağustos-2 Eylül arası 1. TEMÖB (bence) başarıyla gerçekleştirildi..... Hemen arkasından İTÜ 2 buluşmayı yaptı ama bu daha çok ara buluşma ve devamlılığı sağlamaya yönelik idi.... Tabii bir okullar arası ve hatta topluluklar arası bir çekişme ortamı doğdu:) Bu güzeldi aslında çünkü rekabet bir yerde kaliteyi de getiriyordu.... EMOS (Endüstri Mühendisliği Öğrenci Sempozyumu) 1. TEMÖB'den sonra (öncesi var mıydı bilmiyorum) daha da geniş bir katılım ve canlılık kazandı..... Bundan sonrasını çok özet anlatayım....

99 Şubatında VT olarak 3. buluşmayı yaptık... Tek amaç olayı soğutmadan devamlılık sağlamaktı, yani daha çok stratejik bir önemi vardı bunun... İyi de oldu çünkü olaylar bundan sonra devamlılık kazandı... Toplulukları olmayan Eskişehir Osmangazi, Bursa, İstanbul Üniversitesi, Yıldız Teknik... vs önce öğrenci topluluğu kurdular... Bu çok çok büyük bir olaydı, çünkü bu topluluklar 4-5 yıl gibi bir zaman içinde TEMÖB organize edecek bir aşamaya geldiler... Şimdi kaçıncısı yapılıyor bilmiyorum, ama sürüyor ve her buluşmada artan sayıyı nasıl düşürürüz diye düşünüyor insanlar:) Mutluluk verici tabii.

TEMÖB hiçbir zaman (ben 3 yıl öncesine kadar biliyorum) bir çatıya kavuşmadı; aslında çatısı olmasını istemedik. İlk buluşmalarda hemen bir başkanlık ve sekreterya kuralım önerileri oldu, neredeyse oluyordu da... Buna karşı çıktık (VT olarak) çünkü o zaman insanların (katılan) kafasında farklı bir görüş oluşacaktı: birileri başkan olmaya çalışıyor, o yüzden bu insanları topluyorlar vs..vs...

Anlatmaya çalıştığımız diğer şey de şuydu: elde avuçta yeterince topluluk bile yok, başkan ya da genel sekreter (her ne ise) ne yapacak, görevi ne olacak. İlk adımı, takip eden buluşmaları, topluluğu olmayan okullarda yaparak atmanın daha uygun olacağını düşünüyorduk. Mesela Bursa'da yaptığımız buluşma sonucu orda bir topluluk kurulması hızlandırıldı (akademisyenlerin bazı çekinceleri vardı o ara)... Artık buluşmalarda kaç kişi gelecek sıkıntısı yok, okullarda altyapı sıkıntısı belirli ölçüde aşıldı, Türk EM Öğrenci Topluluklarının ESTIEM yolunda bayağı ilerleme katettiklerini duyuyorum, bence bundan sonrası daha çok bize düşüyor... Bize ne düştüğü hakkında ne düşündüğümü yazmayacağım, belki tartışmak isteyen çıkar... Bir de TEMÖB'de neler olduğu hakkında daha güncel bilgiler verebilecek birileri var mı acaba?

Sinan Bey'in Denizli'deki Kurultay hakkındaki mesajını okuyunca, "Denizli"-"EM" kavşağı bir daha canlandı aklımda ve eski günlere gittim:)

Uzattıysam lütfen kusura bakmayın.

Saygılarımla.

Umut GÜR '98

****
Selamlar,

Verimlilik Topluluğu'na okulda bulunduğum dönem süresince elinden geldiği kadar emek vermiş birisi olarak Umut'un anlattığı TEMÖB vakasına kısmen şahit olma imkanı buldum. Kısaca bundan bahsetmek isterim. Umut (sanırım) birinci sınıftayken "kırmızı" bir kazak giyip VT genel kuruluna gelme hatasına (!) düşmüştü. Genel kurulda yaptığı hararetli konuşmalarla bir ilgi odağı haline gelmesi ve kendisini tanımayanların "kırmızı kazaklı arkadaşın dediği gibi" referanslarını toplamasıyla ilk geldiği toplantıda YK'ya seçilen az sayıda kişiden biri olmuştu. Daha sonra o, Özgür Çeşmeci ve adını sayamadığım birkaç dönem arkadaşının birlikte yaptığı çeşitli çalışmalardan birisi ve belki de en büyüğü TEMÖB'dür.

Verimlilik Topluluğu enerjisinin neredeyse tamamını ESTIEM'e girmek için harcarken, Umut, Özgür ve arkadaşları ortaya TEMÖB fikrini attılar ve Denizli'deki birinci toplantıyı başarılı bir biçimde düzenledirler. Hatta daha zorunu da başarıp buna bir devamlılık ve koltuk / çatı olmadan bir süreklilik kazandırdılar. Umut aşağıda bunun hikayesinden kısaca söz etmis. Bence 1.TEMÖB aynı zamanda Verimlilik Topluluğunun Ergenlik dönemini geçip genç bir erişkin olmaya başladıgı dönemdir. Çünkü aynı dönemde TEMÖB ve ESTIEM üyeliği gibi iki mega işe kalkışıp yapmayı başarması bir dönüm noktasıdır bence. Birkaç yıl önce ortaya attığım ama çok yankı bulmayan Verimlilik Topluluğu'nun tarihini yazmak (ESTIEM'in olduğu gibi) fikri bir gün gerçekleşirse TEMÖB ve organizatörleri sanırım kendi nacizane tarihimize altın harflerle geçmelidir. Türkiye'nin bildiğimiz ortamı ve sivil toplum deneyiminde TEMÖB ancak bir mucize olarak adlandırılabilir.

Deniz 97'
Çar 17.12.2003 13:55

***

"TEMÖB" diye bir organizasyonun varlığını, İzmir'deki bir TEMÖB toplantısına konuşmacı olarak davet edilinceye kadar bilmiyordum. Herhalde dört-beş sene kadar olmuştur.

Son derece hevesli ve heyecanlı organizatör öğrenciler "ille de gelin, sizi şöyle ağırlarız böyle ağırlarız" dediler. Üzerine de "kimi arasak red cevabı alıyoruz, ne olur siz bizi kırmayın" falan dediler, kabul ettim, "gelirim" dedim.

Toplantı İzmir'de, benim konuşma yanlış hatırlamıyorsam Cumartesi öğlenden sonra, Filiz ile birlikte gideceğiz, zaarif eşime sordum, "Deniz lokantasında güzeeel bir balık yeriz, bir gece Efes veya Hilton'da kalır döneriz" dedim, o da bize katıldı.

Organizatör öğrenciler bizi ağırlayacaklar ya, "Efes'e veya Hilton'a gitmenize gerek yok, bizim kaldığımız yerde siz de kalın, beş yıldızlı otel'den farkı yok" dediler, o kadar ısrar ettiler ki kıramadım, "tamam" dedim. Kalınacak yer bir otel miydi yoksa bir kuruluşun misafirhanesi gibi başka bir konaklama tesisi miydi tam hatırlayamıyorum, biraz iptidai bir yerdi ama öğrencilerin hevesi her çeşit "shortcoming"i fazlasıyla karşılıyordu.

Cumartesi sabahı havaalanından bizi bir öğrenci, elinde çok düzgün yazılmış bir tebela ile karşıladı, "Burada kaldığınız sürece bütün transferlerinizi ben arabamla yapacağım, günün gecenin herhangi bir saatinde nereye gitmek isterseniz bana söyleyin, ben sizi götüreceğim." dedi. Hakkaten de öyle yaptı. Akşam yemeğe Deniz lokantasına gittiğimizde çok ısrar etmeme rağmen yemeğe bize katılmadı, bizi lokantanın kapısına bıraktı, yemekten sonra da yine kapıdan bizi alıp kalacağımız yere götürdü. Son derece sempatik, güleç bir öğrenci. Arabasının külüstürlüğünü kelimelerle anlatmak biraz zor, ama bizim orada olduğumuz süre boyunca araba ana fonksiyonun yerine getirdi, yani "yürüdü".

Konuşma yaptığım sırada kelimenin tam anlamıyla "müthiş" bir yağmur yağdı, İzmir'de arada sırada olurmuş. Yağmur'un çatıya vuruşunun sesi o kadar yüksekti ki konuşmayı birkaç kere kesmek mecburiyetinde kaldım. Son derece "alert", ilgili bir topluluğa konuştum, çok mutlu oldum, umarım onlar da memnun kalmışlardır.

Izmir TEMÖB organizasyonunun sorumlusu öğrenciler ile teması kaybetmedim, Bir tanesi ABD'ye master'a gitti ve bu yıl döndü, bir diğeri iyi bir işte çalışıyor, geçen hafta nişan davetiyesi geldi, "kız tarafı" olarak pek memnun oldum, damadımız hoş bir gence benziyor.

Hatırladığıma göre daha sonradan Ankara, Eskişehir, İstanbul(?)daki TEMÖB'lere de konuşmacı olarak katıldım. Belki fazlası da vardır.

Her bir toplantıya katılmaktan çok keyif aldım, öğrencilerin arasına karışmak istediğim kadar iyi karışamadım, ne yaparsam yapayım nesil farkını bütün olarak aşmak mümkün olmuyor, ama elimden geldiğince onlara yaklaştım, öğrencilerden de hep sıcak bir ilgi gördüm.

Katıldığım son toplantıda konuşmaya başlamadan önce salona "beni daha önce dinlemiş olanlar parmak kaldırsın lütfen" dedim, salonun belki yarısı parmak kaldırdı. "Benden bıktınız değil mi?" dedim. Son derece samimi şekilde "Eveeeet" diye bağıranlar oldu, hep beraber çok güldük. O toplantıdan sonra araya biraz zaman koymam gerektiğini düşündüm.

Bu kadar lafı neden ettim: Belki birkaçınızı TEMÖB toplantılarına katılmaya heveslendiririm diye ettim. Birikimimizi öğrencilerle paylaşmak gibi bir opsiyonumuz var. Bu opsiyonu ben biraz da "görev" olarak görüyorum, bir de işin çok zevkli bir yanı var: gençlerle birlikte olmak, konulara yaklaşımlarını izlemek insanı zenginleştiriyor.

Sevgiler
Turgut Uzer '76
Çar 17.12.2003 21:49

***
Sevgili ListEM,

Turgut Bey'in mesajından anladığım kadarıyla TEMÖB'lerin genel havasında (atmosferinde) pek bi değişiklik yok:) TEMÖB: Her biri kendi kendine ayakta kalmayı başarabilen, yaz TEMÖB'lerinde bir araya gelip "sonraki TEMÖB'leri kimin yapacağı", "TEMÖB e-mail listesinin hangi okulun server'ında tutulacağı"...vs gibi konulara karar verebilen öğrenci toplulukları grubu. Belki şimdi bu aşamaya gelindikten sonra - bir takım konularda karar alma süreçleri yavaş yavaş oturmaya başlamışken - topluluk grupları arasında en genel anlamda kabul gören rutinleri (üzerinde ihtilaf olmayan) yazılı hale getirmekte fayda vardır. Belki de böyle bir şeye hiç kalkışmamak lazım (çünkü daha çok GÖNÜLLÜLÜK kapsamında götürülüyor). Bu konuyu ESTIEM üyeliğimizi de kapsam içine alarak tartışmakta fayda görüyorum.

Sevgili Deniz, içten ve ince yorumların için çok teşekkürler. Aslında yazarken bir yandan da aklımın bir kenarından inceden inceye geçiyordu: acaba "Avrupa Birliği"ne Türkiye'den çok daha önce nasıl girebildiğimizi ve nasıl başarılı olduğumuz'u Deniz, Nevin ve Amaç yazarlar mı diye... Topluluk tarihi konusunda ben her zaman varım. Anahtar dergisine, galiba gene 96'da, uzun bir yazı yazmıştım. Bulabilirsem oradan bir şeyler çıkarabilirim diye düşünüyorum. SistEM'de ya da VT'nin sayfasında buna bir yer ayrılabilir mı acaba? Ya da bu konuda başka fikirler veya halihazırda VT'nın yürüttüğü çalışmalar var mı ki?

Umut '98

***

Herkese merhaba

VT'de görev almış son dönem mezunlarından biri olarak ben de TEMÖB ve topluluk tarihi ile ilgili birkaç satır yazayım dedim. TEMÖB bildiğimiz kadarıyla Türkiye'deki farklı bölümlerdeki öğrenci grupları arasındaki buluşmalar için ilk ve hala tek örnek. Geçtiğimiz birkaç seneye kadar; TEMÖB fikri yılda iki kez düzenlenen buluşmalarla sınırlı kalmıştı. Çankaya Üniversitesi'nde düzenlenen (Şubat 2001) 11. TEMÖB'de; Endüstri Mühendisliği öğrencilerinin buluşmalarla devam eden ilişkilerini daha sürekli bir baza yayabilmek için interaktif bir web sitesi oluşturmaya karar verdik. Ne yazık ki işler planladığımız gibi gitmedi ve gönüllü başlanan pek çok işte olduğu gibi öğrencilik dönemimizde bir sonuca varamadık. Ama bu kararımızdan vazgeçmedik ve umuyorum ki birkaç ay içerisinde TEMÖB web sitesi TEMÖB.org adresinden yayında olacak. TEMÖB web sitesi içinde üyeler makale yayınlayabilecekler; forumda tartışmalara katılabilecekler.

Umuyoruz ki bu sayede öğrenciler sadece yılda iki kez buluşmakla kalmayıp; tüm yıl boyunca etkileşim içinde olup; fikirler üretip, tartışıp; kendilerine katkıda bulunabilecekler. Bu site mezunlara da açık olacak. Dolayısıyla endüstri mühendisliği mezunları ve öğrencileri arasındaki bağlantıya da bir nebze olsun katkıda bulunabileceğini düşünüyoruz. TEMÖBlerin 1996 da başladığını düşünürsek; Türkiye çapında TEMÖBlere katılmış olan bir kaç yüz Endüstri Mühendisliği mezunu olduğunu düşünüyorum. Onların katkısı bile öğrenci-mezun arasındaki bağı kuvvetlendirmek için oldukça iyi bir katalizor olacaktır diye düşünüyorum. Site yayına geçer geçmez; ListEM'i de haberdar edeceğim.

Umuyorum ve inanıyorum ki alanında bir öncü olan ListEM; alanında bir öncü olan TEMÖB'e ilgi gösterecektir. Topluluk tarihi konusuna gelince; Topluluk web sayfasında www.odtuvt.org şu anda Tarihçe kısmında kuruluştan bugüne yapılan etkinlikler listeleniyor. Topluluk tarihi de bu alanda tabii ki listelenebilir. Ben de son 4-5 yıla elimden geldiği kadar katkı yapmaya çalışırım. Bildiğim kadarıyla şu anda topluluğun yürüttüğü bir çalışma yok; mezunlar olarak biz başlatırsak onlar da seve seve destek vereceklerdir diye düşünüyorum.

Ongun '02
Çar 17.12.2003 22:35

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler