Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır.

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler  

Arşiv

metu-ie-alumni

Yardım

Yazışma

Anımsamak

Osman Coşkunoğlu

Politika Tartışması

Eski Yazılar

[METU-IE-ALUMNI:6226]

Tam iki sene önce, bugünlerde bu listeye bir arkadaşımız bir mesaj attı. (Bu mesaj dizimde hiç isim açıklamayacağım, fakat tüm mesajları ve referansları dosyalarımda sakladım.) 

"Seçimler yaklaşıyor, ben nereye oy vereceğime karar veremedim, vermiş olan varsa, nedenleriyle yazsın da bilelim" diyordu mesajda. 

Bu mesajdan sonra olup bitenleri anımsatmayı düşünüyor, zaman bulamıyordum. Tunç Çelik ve Orhan Irfanoğlu'nun aşağıdaki çok önemli mesajları üzerine buna zaman ayırmaya karar verdim. 

Arkadaşımızın mesajından sonra olanları üçe ayıracağım: (1) Üç gün süren bir sessizlik oldu - tek bir kişi yanıt vermedi. (2) %95'ini tanmadığım, ama önemle izlediğim listeye ilk mesajımı atmaya karar verdim ve "Ben CHP'ye vereceğim oyumu, zaten şu anda CHP'nin en üst karar kurulu olan Parti Meclisindeyim. Çünkü ..." diye kısa ve somut bir mesaj yolladım. (3) Ve sessizliklerin arasından gelen bir makinalı tüfek taraması altında kaldım. (Ikincil önemde ama yine de önemli olan: (4) Sorduğu soruyla tartışmayı başlatmış olan arkadaşımız çok sonradan bir mesajla "Ben o mesajımı atarken kararımı vermiştim zaten ..." diye bildirdi.) 

Öğrenciyken gerçek makinalı tüfeklerin taraması altında da politika yapmış olduğum için, bu beni etkilemedi. Sadece, hem son derecede şaşırtıcı buldum, hem de düşündürücü. Mesajıma tepki olarak listeye atılanlar içerisinde belki de en ilginç olanı: "Ben oyumu politikacıların yüzüne çarpmış olmak için X partisine vereceğim" diyendi (X = Barajı aşamayacağı baştan aşikar olmuş olan bir parti.) Ona verdiğim yanıtta ben de "Oyunuzu yüzüne çarptığınız kişiler, hiç yakınmadan, tam tersine mutlu gülümsemelerle gelip oturacak TBMM'ye ve siz 1-2 sene sonra yakınmaya ve daha da mutsuz olmaya başlayacaksınız" demiştim. 

O zaman, 24 yıl ayrı kaldıktan sonra yeni dönmüş olduğum Türkiye'de bu tür tepkiler beni şaşırtıyordu, düşündürüyordu. Şimdi şaşırtmıyor. Anladığımı sanıyorum. Hem yukarıdaki 3 (veya 4) olup biteni, hem de Türkiye'nin neden bu durumda olduğunu ... 

Osman Coşkunoğlu 

sonraki

Merhabalar,

Kan değişikliği ülkemizde bildiği üzere içeriden olamıyor ... Burada bir yenilik yapmak, umut vermek adına dışarıdan, yada dış destekli içerden müdahaleler geliyor ... Dışarıdan müdahale olması normal, güzel değil, hemfikirim! AMA EN KÖTÜSÜ içerden bir YENİLİĞİN gelememesi. 

Türkiye'nin altın üstü etkileyememesi kaderi bakalım daha ne kadar devam edecek ... Bir partiye gir sıra bekle desen adamların ne kadar yaşadığı ve hiç çekilme niyetleri olmadığı ortada ... Yeniden bakalım 4 (belki 7) müdahale/destek ile dışardan adamlar etki edebilmiş Türk siyasi hayatına (son 40 yılda) ... Hani içeriden 10 adam/madam çıkamamış ??? 

Galiba. "... taş atma üzerine sıçrar " lafını fazla ciddiye alıyoruz .. Tabi bir de şu var Türkiye'de bu malum zatlar örgütlenmeyi desteklemediler, yönetmediler ... Belki onların esas kabahati de budur!!! Deniz Baykal bunu telafuz ediyor ... Geç kalmış mıdır dersiniz? Umarım başarılı olur Sevgi ve saygılarımla, 

Tunç ÇELİK 


Subject: [METU-IE-ALUMNI:6203] ESASLI BILGI NEVIINDEN 

Görün bakın nasıl oluyor. Süleyman Demirel, Turgut Özal, Tansu Çiller'in pişirilip de gönderildiği mutfak neresi biliyorsunuzdur. Bu kadar çok reklamı yapılan bir şahsın hazine veya merkez bankası başında kısıtlanacak bir kişi olmayacağına bahse girebilirim. Daha esaslı bir pozisyon düşünüyorum. 

Dikkat edin, ABD'nin başına her kim geçiyorsa önce biraz savsaklayıcı, Türkiye de kimmiş gibi konuşuyor. Ardından makul bir bilgilendirme-aydınlatma safhası yaşanıyor. Sonrasında yeni başkanlar Türkiye lehinde beyanatlar vererek bize cesaret ve destek veriyorlar. Anlaşılıyor ki ABD Türkiye'yi gözden çıkaramayacak kadar önemli ve stratejik buluyor. Bunun sebeplerini söylemeye gerek yok bence. 

Diğer taraftan da AB Türkiye gibi ABD himayesinde imajı veren ülkemizi elbette 70 milyonluk nüfusumuza orantılı olarak AB konseyinde baskın bir durumda görmek istemiyor. Çünkü akıncılar gibi at koşturacağımızdan korkuyor. ABD'den sıyrılın da gelin diyor ama nafile. Başta MGK gibi kurumlar bölücü desteği bariz olan Avrupa'ya karşı hiçbir zaman temkini elden bırakacak gibi görünmüyorlar. AB'de ne yapıyor boş durmuyor elbet; makul nüfusa, dolayısı ile sindirilebilir temsil potansiyeline sahip olan Bulgaristan, Romanya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Letonya, Estonya ile vaktini değerlendiriyor. 

Sonuç olarak her paldır küldür yere kapaklanışımızda ABD'de kozadan çıkan bir beyaz atlı prens bizi kolumuzdan tutup kaldırıyor. Bu böyle sürüp gidiyor. 

Bütün öğrenci, mezun ve hocalarımızın kurban bayramını tebrik eder, sağlık, sıhhat dilerim. 

Orhan Irfanoğlu '87 



Subject: [METU-IE-ALUMNI:6200] Re: Bazı bilgiler 

Ben bu konuda birşeyler daha eklemek istiyorum. 

Türkiye eskiden beri izlediği Malkoçoğlu film serisinin etkisi altında kalmış bir tavır sergiliyor. Kemal Derviş başarılı bir insan olabilir ama ona "Türkiye'yi kurtaracak adam bu" şeklinde bir muamele yapılması çok yanlış. Türkiye'yi içinde bulunacağı krizden tek bir şahıs nasıl kurtarabilecek bunu anlamıyorum. Bu kişinin Türkiye'ye ithal edilmesi ya da başkaları tarafından ithal edilmeye zorunlu bırakılması, gelen kişiye peygamber muamelesi yapılması durumun ne kadar içler acısı olduğunu vurgulamak için yeterli sanıyorum. 

Türkiye'de insan gücünden ziyade sistem gücüne, şeffaflığa ve dürüstlüğe ihtiyaç olduğunu ne zaman anlayacağız bilemiyorum 

Aslıhan 


sonraki

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler