Haiku, tavernacı
Hayko'nun isminin Japonca yazılışı olduğu kadar, yaklaşık 500
yıllık bir Japon edebiyat sanatıdır. Haiku, en basit tanımı ile,
üç mısralık kısa bir şiirdir; ancak bu üç mısranın yazılımı bile
Japonlara yaraşır bir teferruat ve bürokrası gerektirir.
Örneğin, haiku 3 mısra ve 17 japon karakterinden (veya heceden)
oluşmalı, bu 17 hecenin mısralara dağılımı 5-7-5 olmalıdır;
çünkü, bu dağılım haikunun dinleyici ile en etkin resonansı
yakalamasını sağlar. (Ancak, zamanla 5-7-5 kuralı esnetilmiş).
Haiku'da mutlaka mevsimsel bir öge, tabiattan bir parça, veya
anlık bir duygunun betimlenmesine yer verilmelidir. Anlamsal
olarak birlikte kullanılabilecek veya kullanılamayacak motifler
konusuna hiç girmiyorum.
Haiku'dan beklenen, çok kısa bir an içinde (zaten 3 mısra!) size
hayatı, doğayı, çevrenizi "farkettirmek"tir. Bunu yaparken, çok
sade bir dil, semboller, paradokslar kullanılır. Bir kaç meşhur
haiku örneği vermek gerekirse;
Now the swinging bridge
Is quieted with creepers
Like our tendrilled life
Summer grass
All that's left
Of warrior's dreams
Her row veering off,
The peasant woman plants
Toward her crying child
A crow
Has settled on a bare branch
Autumn evening
Even a wild boar
With all other things
Blew in this storm.
Approaching storm-
Two dusks
On the summer sky
Kafanızda biraz daha canlanması için, Türkçe'de haiku'yu
andırabilecek örnekler var mı diye soracak olursanız;
Dam üstünde saksağan
Vur beline kazmayı
Bahçelerde maydanoz
veya,
Yağdı yağmur
Çaktı şimşek
Sen de nereden çıktın
ya da biraz daha ciddileşecek olursam;
Bir elinde cımbız
Bir elinde ayna
Umrunda mı dünya
bir çok orijinal japon haikusuna bedeldir.
Güzel haiku yazabilmek, Japon soyluları arasında büyük bir
meziyet olmuş. 1600'lerden itibaren, 300 yıl boyunca dünyaya
kapalı bir feodal derebeylik sistemi içinde kanlı iç savaşlara
sahne olan Japonya'da kılıç kullanmak kadar haiku yazabilmek de
bir meziyet kabul edlmiş.
Daimyo (denyo?) adı
verilen fedodal lordlar (bakınız, 80'lerin Shogun dizisı)
tebaları arasında saygınlık kazanabilmek için iyi haiku da
yazmak zorundalarmış. Gün boyu savaşıp kelleler uçuran
samuraylar, geceleri malikanelerine çekildiklerinde, "strolling
garden" denilen türden japon bahçelerindeki çay evlerine oturur,
bahçeyi seyrederek, akan suyun sırıltısı, ay, gökyüzü, yağmur,
vs. eşliğinde meditasyona dalar, sabahleyin ise o gece
esinlendikleri üç mısrayı fısıldarlarmış. Kimse de korkusundan
ve saygısından, “bütün gece oturdun, çıka çıka bu mu çıktı?”
demezmiş. (Tabii, tüm işi haiku yazmak olan şairler ve bu işin
tartışmasız üstadı Basho Matsuo gibileri de es geçmeyelim.)
Mustafa Sandal veya Aysel Gürelin 8 albüm dolusu güfte
yazabileceği sürede, 17 hece üretebilen bu soyluların haikuları
halk arasında yayılır ve saygınlık sadece kılıç gücü ile değil,
düşün gücü ile de sağlanırmış. Özellikle önemli bir savaş
öncesi, hatta harakiri yapmadan önce bir haiku yumurtlamak
yiğitliğin şanındanmış.
Tam bir keskin çelişkiler toplumu olan Japonya’da, gece
meditasyon yapıp, doğa ile uyum ve barış içinde yaşamak, hayatın
yüceliği gibi konularda kafa patlattıktan sonra, sabah kalkıp da
önüne gelenin kellesini uçurmak nasıl oluyor diye bir Japona
sormuştum. Bunu kolay kolay bana açıklayamayacağını söyleyip
işin içinden sıyrılmıştı.
Sonuçta, bir çok doğu toplumunda savaşlar ile edebiyat, felsefe;
vahşet ile hümanizm kolkola gitmemiş miydi? Japonya orijinli bir
çok kültür, sanat, mutfak, yaşam stili öğesi gibi, haiku'nun da
dünyada çok derin fanatikleri ve "bu da ne yahu?” diye alaya
alan karşıtları var. Şu an internette ABD, Avrupa ve Latin
Amerika kökenli binlerce haiko dergisi, sitesi, webring’i
dolaşıyor. Bir taraftan da, haiku’yu gırgıra alan “haiku
generator” siteler var; haikularda kullanılan motifleri, popüler
ögeleri bir veritabanına yerleştirmişler, basit bir kaç kural
ile çalışan bir random generatör ile takır takır haiku
yazılabiliyor. Benim gibi oldukça sığ insanlar için ortaya gayet
iyi haikular çıkıyor doğrusu..
Bu kadar tantanayı niye yazdığıma gelince, bu sabah bir mail
aldım... Japonya’daki IT camiası, windows’un ruhsuz, iç
karartıcı, anti-hümanist hata mesajlarını birer “haiku” ile
değiştirmiş, bence gayet de güzel olmuş. Ancak, direkt göndersem
çok anlam ifade etmeyebilirdi, ben de haiku ruhuna ters düsen
uzunlukta bir girizgah ile konuyu biraz sündürdüm, sürç-ü lisan
ettiysek affola...
Here are some actual error messages from Japan. Aren't these
better than "your computer has performed an illegal operation?"
The Web site you seek
Cannot be located, but
Countless more exist.
Chaos reigns within.
Reflect, repent, and reboot.
Order shall return.
Program aborting
Close all that you have worked on.
You ask far too much.
Windows NT crashed.
I am the Blue Screen of Death.
No one hears your screams.
Yesterday it worked.
Today it is not working.
Windows is like that.
Your file was so big.
It might be very useful.
But now it is gone.
Stay the patient course.
Of little worth is your ire.
The network is down.
A crash reduces
Your expensive computer
To a simple stone.
Three things are certain
Death, taxes and lost data.
Guess which has occurred.
You step in the stream,
But the water has moved on.
Thiş page is not here.
Out of memory.
We wish to hold the whole sky,
But we never will.
Having been erased,
The document you're seeking
Must now be retyped.
Serious error.
All shortcuts have disappeared.
Screen. Mind. Both are blank.
I ate your Web page.
Forgive me; it was tasty
And tart on my tongue
Sevgiler,
Onur Ataoğlu
(Bu arada, listemizden Turgut Uzer'in "Dolandım
da Geldim" isimli güzel bir serbest stil haiku kitabı var!
Ama kendisi kitabının haiku kitabı olduğunu biliyor mu, emin
değilim...)
|