Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır.

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler  

Arşiv

ListEM

Kimlik

Yazışma

Haiku Nedir - 1 *


Mehmet Kılıç


Onur Ataoğlu
1. Tarihçe
Japon söz sanatının 9-12. yüzyıllar arasında geldiği evrede dinsel ve kırsal temalar üzerinde yoğunlaşan ve 5-7-5-7-7 hece ölçüsünde yazılan koşuklar ortaya çıktığı görülür. Türkiye’de Yunus Emre’nin adında cisimleşmiş tasavvufi halk edebiyatının eşleniği gibidirler. Bunun adı Tanka’dır. Sıkça Tanka şölenleri düzenlenir, yarışmaları yapılır vs. Japon toplumuna eskiden beri hakim olan korporatist düşünce biçiminin de beslemesiyle bu tür yarışmalarda yavaş yavaş farklı bir tarz ortaya çıkar. 5-7-5-7-7 olan biçim, bir ozanın söylediği 5-7-5 ve ona katkı olarak başka bir ozanın söylediği 7-7’lik iki parçaya bölünür. Renga ortaya çıkmıştır. Artık Tanga yarışmaları değil Renga partileri revaçtadır. Zaman içinde Renga partilerine ozanlar “ceplerinde” hazır, başlatıcı 5-7-5 dizelerle gelmeye başlarlar. Hokku ya da Haiku başlıyordur artık. Tanka’dan Haiku’ya bu geçişte yapıdaki değişikliklerle birlikte, üslupta da bir takım değişiklikler olmuştur. Dinsel konular, yazarın kendi izlenimleri, imgeler, güçlü sözler terkedilmiş; yerini yalın gözle ve asilinden köylüsüne herkesin görebileceği, doğa ve günlük yaşamdaki belli bir anı yakalayıp ona işaret etme olarak tanımlanabilecek bir üslup almıştır.

2. Haiku Estetiği
Haiku bir şiir biçimi değil, bir algılama biçimi de değil, bir görme biçimidir. O, bir “an”ı, sıradan olaylar içinde bir “an”ı yakalayıp onun iç doğasına daha sonradan ve bir başkasıyla birlikte nüfuz ederek o “an”ı kalıcı bir “anı” olarak paylaşmayı hedefler. Deyim yerindeyse, “bak orada, şu anda ne oldu; ben gördüm/duydum/ dokundum/tattım/kokladım” der. Beş duyunun dışına çıkan, antropomorfizmin dolayımlarından geçen, yorumlama içeren, kendini anlatan bir tür değildir haiku. İmgeye bile çok az başvurulduğu görülür. Çünkü bu tür dolayımların başka biriyle paylaşımı azalttığı ve giderek engellediği düşünülür. “Göster, ama sakın söyleme!” Kural budur. Ve karşındaki de bu yalın anlatımdan esinlenerek o yalın anlatımı başka bir yalın anlatımla yeniden anlatabilme gücüne sahip olmalıdır.

3. Haiku Yapısı
Haiku, yapısal olarak 2 asimetrik parçadan oluşur denebilir. Bir durumu işaret eden ilk dize, ve onunla ilintilendirilecek başka bir durumu işaret eden ve genelde iki dizeden oluşan ardılı. Bu formda ilk dize ile son ikisi arasında bir tür iletişim, çağrışım, titreşim vb. diye adlandırılabilecek bir tür ilişki vardır ve deyim yerindeyse bu tür bir rezonans ne kadar güçlüyse haiku o kadar “iyi” addedilir. Japonya’da ortaya çıktığı şekliyle haikuda, ilk dizenin mevsimsel bir tanım içeren veya onu ima eden cümle(cik) olması esastır. Genelde kabul gören başka bir esasa göre, “iyi” haikuya sözcük eklemek, çıkarmak, herhangi bir sözcüğün yerini değiştirmek mümkün değildir. Yani “iyi” haiku, sağlam bir betonarme yapı gibi olmalıdır.
 

* Bu yazı Haiku'ya ilişkin, ismi lazım değil bir küçük edebiyat dergisine, tanıdığım olan editörünün ricasıyla hazırlamaya başladığım, sonra da editörünün yayımlanmasından vazgeçtiklerini söylemesiyle yarıda bıraktığım bir haiku yazısı...

Aşağıda ise bir yahoo grubunda, ismi lazım değil bir vatandaş ile giriştiğimiz bir haiku düet denemesi... Sol onun sağ cenah benim oluyor.

Şimdi...

Bu düet haiku değil... Ama Tunç'unki de değil... Neden? Nedenselliğin ipuçlarını o yazıda bulabilirsiniz... :)))

Sevgiler.

Mehmet KILIÇ '85
 

1.
acı, günbölen
yürekte bitiveren
arsız bir diken

2.
acı, geceden
törpülenmeyen kemik
yine sessizlik

3.
acı, göğsümde
aç bir oğlan çocuğu
pörsümüş memem

4.
acı, dilimde
dinmeyen kekremsi tat
kanın kokusu

5.
acı, bildiğim
aşiyan'a aşina
külden belleğim

6.
acı, açılan
ışıksız bir kapıdan
yeni sevgilim

7.
acı, doymadan
burkulan ve savrulan
boşluk bildiğim

8.
acı, fütursuz
acı, pervasız cenin
kanar kabuksuz

9.
acı, sandığım
katığı her aşımın
kanıverdiğim

10.
acı, tesellim
kaybolması korkunun
salıverdiğim

 
1.
acı nefestir
göğsüm her şiştiğinde
içime giren

2.
acı akıldır
monoton hayatımı
ortadan bölen

3.
acı inançtır
inatla sürebilir
her şey biterken

4.
acı korkudur
farkına vardığımda
ansızın yiten

5.
acı, bir iklim
içimde bir yerlerde
öylece süren

6.
acı, eşkıya
yalnız yolculuklarda
yolumu kesen

7.
acı, yoldaşım
uzun yürüyüşlerde
benimle gelen

8.
acı şaraptır
hüzün ve aşk tadında
sırlar gizleyen

9.
acı sesimdir
susmak istediğimde
beni önleyen

10.
acı hayattır
çok seviyorum onu
herşeye rağmen
 


 

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler