Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır. |
|
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |
YA/EM için Çağrılamada Yeni Olanaklar Nezih Yaşar |
|
|
Yöneylem Araştırması Kongreleriyle 80'lerin ortalarında eski bir bildiri
kitabı aracılığı ile tanıştım. 1975 yılında başlayan kongreler,
ilerleyen yıllarda Yöneylem Araştırması Derneği'nin neredeyse her yıl,
değişik bir üniversitenin Endüstri Mühendisliği Bölümü ile birlikte düzenlediği
gelenekselleşen bir etkinliğe dönüştü.
Hiçbir zaman akademisyen olmayı düşünmedim. Fakat çoğunluğu, akademisyenler için anlamlı yoğun bildiri sunumu ortamı olan Kongrelere ilgim giderek arttı. Bu kongrelerin; sanayi ve işletmelerle bilim dünyasının köprüsü olduğu anlayışının öne çıktığı 80 sonlarından sonraki kongrelerin çoğuna katıldım. (Bu anlayışın eskiden de olup olmadığını inceleme şansım olmadı. Fakat o yıllarda bu noktaya fazla vurgu yapıldığından etkilenmiş olabilirim.) Benim ilgim de daha çok makro konulara ya da Kalite ile ilgili konulara olmuştu. Fakat, kendi konularımla hiç ilgisi olmayan bildiri oturumlarında da, bilim insanlarının bizim için neler yaptıklarını, ne ölçüde kaygılandıklarını anlama çabasıyla bulunurdum. Sonuçta gene de; en büyük hazzı, katılımın en yüksek olduğu genel oturumlardan (Kongrelerde bunların çoğu özel oturum olarak adlandırılır.) alırdım. Bunun nedeni katılımın yüksek olması değil, tam tersine katılımın yüksek olmasını sağlayan konulardı. Şu üç ismin benim için önemini sağlayan işte bu tür oturumlardı: İbrahim Kavrakoğlu, Halim Doğrusöz, Çağlar Güven. Bu yazıyı yazmamın bir nedeni de, basitçe şunu önermek: Bu kongreler öyle düzenlenebilir ki; mezunlar bölümlerden beklentilerini dile getirmenin yollarını bulabilirler. Akademisyenler de, mezunlardan sağladıkları dönümlerle bilimsel çalışmalarını ve geleceğin EM'leri için harcayacakları çabaları yönlendirebilirler. Fakat bunun için önce oraya, mezunları (okullarda öğrendiklerini, hayatı dönüştürmek için kullanmak zorunda olanları) çağırmak lazım. Bunun en doğrudan biçimi de, "Şu konu üzerinde çalıştım; hazırladığım bildiriyi de şurada sunacağım." diye haber vermektir diye düşünüyorum. Türkiye'de çalışan Endüstri Mühendislerinin yarıya yakını İstanbul'da iken, böylesi bir çağrı bütün bölümler için çok önemlidir. ODTÜ EM için ise ayrıca olanaklıdır da. Eski alışkanlıklarla, çağrıcılık işini kongre organizasyonlarını yapanlara bırakıyoruz ama bugün 1000'e yakın kişiye bir mesajla ulaşma olanağını da dikkate almak zorunda olduğumuzu ve Kongre'nin amacına ulaşmasını sağlamak için bütün katılımcıların da teker teker sorumluluğu olduğunu düşünmekle yanılıyor muyum acaba? Kongre'de görüşmek üzere... |
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |