Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır.

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler  

Arşiv

metu-ie-alumni

Kimlik

Yazışma

Altı Sigma Nerede? Türkiye Altı Sigma'nın Neresinde?

Bahadır Akın

 

6 Sigma ve TKY

6 Sigma ve QFD

6 Sigma ve KalDer

6 Sigma ve Türkiye

 

GE'de 6 Sigma

Sevgili Murat diyor ki; Türkiye'nın "altı Sigma karakuşaklara" ihtiyacı var. Herhalde kestirmeden Türkiye'nın "altı sigma"ya gereksinimi var diyebiliriz. Bunu yazının sonunda göreceğiz. [Sözlüğümüze de -yoksa- girmemiz gerekiyor: Black Belt: Karakuşak, Master BB: Uzman karakuşak].

Altı sigma, günlük dilde şu kavramları anlatmak için kullanılabiliyor: 

  • Değişkenliğin istatistiksel ölçüsü 
  • Hata seviyesi ölçüsü 
  • Kalite Teknikleri seti 
  • Bir yönetim metodolojisinin adı 

1990'ların ortasından itibaren sonuncu anlamda kullanılmasıyla -daha doğrusu bu şekilde formüle edilmesiyle- dikkat çekti. Öncelikle ABD'deki Allied Signal, Motorola, GE'de kullanıldı; Welch ile popülerlik kazandı. Daha sonra bu şirketlerle işbirliği yapan bazı uzakdoğu şirketleri bu metodolojiyle büyük gelişmeler sağladılar, sağlamaya devam ediyorlar. Bizim de bu "sonuncu" anlamıyla ilgilenmemiz daha yerinde olacaktır. 

Altı Sigma Toplam Kalitenin Neresinde? 

Altı Sigma' yı Toplam Kalite Yönetiminde, müşteri odaklı bir yaklaşımla belirlenen iş hedeflerine en etkin şekilde ulaşmayı olanaklı kılan bir yönetim metodolojisi olarak yorumlamak doğru olur. Yönetim metodolojisi derken, buna müşteri odaklı olarak SMART hedefler belirleme, hedeleri sahiplendirerek yayma, hedefleri gerçekleştirmek için projeler oluşturma, projeleri yönetme, projelerin ve üyelerinin performanslarını izleme ve değerlendirme, sonuçlara göre proje yönetenleri (karakuşak veya uzman karakuşaklar) ödüllendirme veya uyarma…. gibi birçok bileşeni olan bir sistemi kastediyorum. 
Altı Sigma bu şekliyle, TKY'nin yıllardır daha "yumuşak" söylemlerde ve "felsefi" kaldığı (ne ise yarıyor ki tipindeki) eleştirilere karşı olumlu ve somut bir çıkış olmuştur. Ama, dikkat edilirse, kimi danışmanların satmaya çalıştıkları gibi, TKY=Altı Sigma değildir. Venn diyagramı çizseydik, Altı Sigma' yi TKY' nin bir alt kümesi olarak gösterebilirdik. 
Bu programı sürekli kılan, eğitimleri yapan, proje liderlerini ve üyelerini yetiştiren kişilerin de belli yeterliliklere ulaşmalarıyla edindikleri mertebeler bu "kuşaklar" ile anlatılıyor… Kadri arkadaşımız da vurguladı; bunun uluslararası kabul görmüş bir standardı yok; ama ana hatları birbirine benzeyen, bazı ayrıntılarda farklılaşan bir yetiştirme programı ile bu mertebe ve unvanları belli kuruluşlar veya şirketler verebiliyor. ASQ gibi kendini çok ciddi sistematikle kanıtlamış yerler ise uluslararası geçerliliği ve tanınırlığı daha kolayca sağlanan belgeler sunmakta… 

(ISO 9001 ve 14001 belgesi veren yerlerin bile belge veriş kriterleri (ya da yoğurt yiyişleri) farklı… Oysa, bu belge veren kuruluşlar ayrıca "akredite" olmaktalar; yani kendilerini de belli standartlara göre denetleyen, izleyen bağımsız kuruluşlar var. Altı Sigma Uzman Karakuşak, karakuşak, yeşil kuşak (bazı firmalar sarı kuşak da ekliyor) yetiştirme programlarında böyle bir akreditasyon - belgelendirme sistemi yok). 

Yetişmiş insan gücü bu progamların önemli bir bileşeni… Ama daha önemlisi ve zor olanı, "yönetim modelinin" bu düzene uydurulması… Ve bunu halletmek için eğitim gerekli ama yeterli değil. Bu konuda eğitimli kuşakların işlerin başına gelmesi gerekiyor. "İşlerin başına gelme" ile şirketlerdeki pozisyonların yanısıra devlet yönetimini de kastediyorum. 

Başarılı şirketler, kendi eğitim ve belgelendirme sistemlerini oluşturmak durumundalar. Çünkü;

  • Başarının "sürekliliği" ve olgunun "kurum kültürü" haline dönüşmesi 
  • Eğitimlerin kuruluşun "gerçek" örnekleriyle desteklenmesi 
  • Eğitimlerin yanısıra; Kadri Hasbay da belirtti, karakuşak ve uzman karakuşak olabilmek için, kuruluş içinde önemli büyüklükte ve belirli sayıda (2-4) proje tamamlanması

için bu sistem oluşmak zorunda… Dış destek ve danışmanlık ise programın temellerini atmak ve sistemi kurmak için alınmalıdır. İçselleşemeyen bir program, altı sigmanın kuruluşta bir kalite teknikleri seti olarak algılanmasını, daha zararlısı "biz zaten bunu biliyorduk" , "zaten uyguluyoruz" gibi sözlerle çabaların örselenmesini getirecektir.

Selçuk Aytimur'un değindiği gibi, "altı sigma" nın temel taşlarından olan "istatistik" ile birlikte ele alınması şart. Bu konuyu çok önemli buluyorum. Bunu ise listemizde apayrı bir tartışma konusu yapmamız gerekli. (Bir kaç tane başarısız girişimden sonra erteledim). 

Altı Sigma QFD ilişkisi

Altı Sigma, kritik kalite parametrelerini (CTQ: critical to quality) müşteri için en kritik olanlar diye tanımlar. 
"Hata" da Altı Sigma dilinde "müşteri isteklerinin karşılanamadığı durum" dur. 
Bu nedenle, müşterinin kim olduğu, neler bekleyebileceği ve neler istediği en baştan belirlenirse, iş hem daha kısa sürede hem de en tatmin edici şekilde sonuçlanacaktir. Bu da ürün/hizmet ve onu sağlayacak süreçlerin müşteri odaklı olarak tasarlanmasını gerektirir. 
QFD (quality function deployment), bu nedenle altı sigma programlarıyla el ele gitmesi gereken bir metodolojidir. 

Türkiyede şirketler neler yapıyor? 

Türkiyede ilk uygulamalardan birisi TEI'de (Tusas Uçak Motoru fab. - GE tedarikçisi) yapılmıştı… Orada yetişmiş karakuşak arkadaşlar vardı. Şu andaki durum hakkında bilgim yok. 
1999'da biz Arçelik'te üretim ile ilgili süreçlerde başladık. Bu yıl Borusan Holding ve şirketlerinden Borçelik bu programı uygulamaya başladı. 2002 yılında Arçelik'te Altı Sigma'yı üretim-dışı süreçlere de yayma politikamız var (Üretim-dışı süreçlerde önerilere açığım) . QFD'yi Altı Sigma'ya entegre etme çabalarımız sürüyor. 
Bu şirketler dışında, uygulama yapan yerler varsa, listemizi bilgilendirirseniz sevinirim. 

KalDer neler yapıyor? 

KalDer 2002 yılında ASQ ile bu konuda işbirliği başlatmayı programına aldı. Somut sonuçlar çıkması 2003'ü bulabilir. 

ASQ, Altı Sigma konusunu Avrupa'da İrlanda Kalite Derneği üzerinden yürütmekte… KalDer olarak burada geri kaldık gerçekten (KalDer, EFQM ile ilişkileri hemen başlatabilmesine karşın, ASQ'ya kendisini tanıtması daha uzun süre aldı… 1991-92'de ilk genel sekreter Selim Güven ile yaptığımız ASQ ile işbirliği girişimlerinde sonuç alamamıştık. Daha sonraları; öncelikler mükemmellik modeli ve ödül tarafına kaydı. EFQM dışındaki uluslararası ilişkiler ve stratejik işbirlikleri geri planda kaldı). 
Konuyu KalDer'in geçmişine ve tüm faaliyetlerine uzatmanın şu anda gereği yok. Ama, sözkonusu tüm ülke olunca, şu kadarını belirtmem lazım: 
KalDer TKY'yi Türkiyenin toplam rekabet gücünü artırmada etkili bir yaklaşım olarak görüyor; Toplam Kalite Yönetiminin toplumun sadece özel sektör kesiminde değil kamuda da öğrenilmesini hedefliyor. Bu nedenle de 1995' de KalDer' in Ankara şubesini kurduk. Bugün bu kararın ürünleri toplanmakta… (Elbette daha doğru, daha etkili adımlar atılabilirdi; hala yapacak çok şey var. Ama sadece "gönüllü" girişimlerle yapılabileceklerin çoğu yapıldı diye de düşünüyorum doğrusu). KalDer Ankara şubesinin kurulması ile bazı bakanlıkları (MEB, Çalışma ve Sosyal Güvenlik) etkileme şansı yakalandı. Bu yıl ikincisi düzenlenecek (6 Haziran'da ODTÜ'de) Kamu Sempozyumu ile kamuda çalışan bürokratlarla; özel sektörde TKY'yi başarılı olarak uygulayan üst düzey yöneticilerin buluşması ve deneyimlerin paylaşılması gerçekleştiriliyor. Kamuda mükemmellık modeli uygulaması ile ilgili ayrı bir ödül kategorisi oluşturuldu, vb. 
Ekim ayı sonunda yapılacak Ulusal Kalite Kongresinde de ana tema Yönetim Kalitesi ve "Dünya Markası olarak Türkiye" seçilmiştir. Burada da altı sigma ve QFD konusunda çalıştaylar (workshoplar) planlanmaktadır.

Türkiye Altı Sigma' nin neresinde? 

Nezih Yaşar'a Arçelik' te bir perşEMbe söyleşisinde "TKY endüstri mühendisliği mesleğini herkese öğretmektir" gibi bir tanımlama yapmıştım. EM (veya sistem mühendisliği de olabilir) gerçekten verimliliği ve kaliteyi artırmanın araçlarıyla donanmış bir disiplin... Altı Sigma'yı proje bazında uygularkenki temel adımlar da size tanıdık gelecek: 
Tanımla - Ölç - Analiz et - Geliştir - Kontrol et (kontrol altına al) 
Ülke yönetim sistemi ve firma yönetim sistemlerinin ne denli birbirlerini etkilediklerini de yakından hem dünyadaki hem Türkiye'deki örnekleriyle biliyoruz. 
O nedenle, Altı Sigma ve benzeri yaklaşımların kesinlikle her kesimde uygulanmasına ihtiyaç var. Bu gelişmeleri ve iyileşmeleri ivmelendirecektir. 
Firma düzeyinde, altı sigma düzeyi ile verimsizliği "kalitesizlik maliyetleri" cinsinden karşılaştıran çalışmalardan birisi şunları söylüyor: 

3 Sigma Kalitesizlik maliyeti Cironun %25' i kadar 
4 Sigma Kalitesizlik maliyeti Cironun %15' i 
5 Sigma Kalitesizlik maliyeti Cironun %10' u 
6 Sigma Kalitesizlik maliyeti Cironun %5.0' i 
7 Sigma Kalitesizlik maliyeti Cironun %2.5' u 

"Kalitesizlik maliyetini" basitçe "doğru işleri doğru yapmamanın toplam maliyeti" ya da çöpe giden para diye düşünebilirsiniz. 
Yukarıdaki örneği Türkiyenin ulusal geliri üzerinden ya da fert başına düşen milli gelir üzerinden düşünsek...?! Ülkemizin sistemlerin genelde 3 Sigma seviyesinin çok çok altlarında çalıştığını söylemek herhalde kehanet değildir. Yani çok basitçe, Türkiyenin ek hiç bir yatırım yapmadan, altı sigma gibi yaklaşımları (EM çözümleri) kullanarak süreçlerindeki verimsizlikleri ve hata kaynaklarını yok ederek, gelirini tahminen %75-100 artırması mümkündür. 
Bunu tüm firmaların ve ülkedeki tüm sistemlerin aynı anda başarmalarının etkisini düşünebiliyor musunuz? 

Bahadır Akın '76 
05.05.2002

6 Sigma Deneyim Paylaşımı (Sıkıştırılmış Sunum Dosyası 158K)

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler