Global branding ve başımıza sardığı belalar konusunda kabaca on
yıldır düşünüyorum ama bir yere de varamıyorum açıkçası. Beni
aşıyor. Söyle bir boş vakit yakalayıp CNT ile çalışsak sanki bir
makale çıkarır misiz diye düşünüyorum ama şu sıralar olacak gibi
değil. Belki ilkbahara Eskişehir'e gelmeye başladığımda??
Bundan 6-7 yıl önce biraz da cahil cesaretiyle "Markaların Geleceği"
diye bir makale yazmıştım. Burada markaların rasyonel bir tabana
oturmadığı, günün birinde mutlaka markasız bir dönemin geleceğini
iddia etmiştim. Sonra bu yazıya çok sayıda atıfta bulunuldu, ben
kitapta benzer bir şeyler yazdım, sonra değiştirdim ve bu
kararsızlık esas itibariyle hala sürüyor.
Ancak son dönemde geldiğim nokta, geleceğin dünyasını markaların
değil, "gücün" (power) belirleyeceği şeklinde. Sonuç itibariyle
Amerikalıların elli sene önce yaptığını herkes öğrendi. İspanyol
markaları şu an dünyanın en canlı markaları, Türk markaları da ön
sene içinde ciddi başarılar kazanacak.
Çin de markalaşıyor, Tayland da... Dünyanın her yerinde her türlü
mal aynı kalitede üretilip aynı zeka ila pazarlandığında nasıl fark
yaratılacak diye sorduğumda güç dışında bir şey bulamıyorum. Wall
Mart eze eze geliyor örneğin. Şirket-banka birleşmeleri, ilaç
şirketlerinin imtiyazları filan...Tabii ki bunların birer markası
olacak ama ana belirleyici marka olmayacak gibi geliyor. Irak'ın
işgali, Bush'un her şeye rağmen seçilmesinden de aynı yorumlara
gidilebilir mi? Emin değilim.
Her neyse fazla uzatmayacağım çünkü hazır değilim. (CNT'nin geçen
hafta yazdıklarına hala cevap veremediysem sebebi biraz da budur)
Sadece markalaşmanın modasının üç zaman içinde geçeceğini
düşünüyorum, onu söyleyeyim dedim.
Güven Borça 84.5
07.12.2004 09:20
Sayın Borça,
Siz de hiç bitmeyecek bir sorun gibi görünen ''Global Branding''
konusunu üstlenseniz.
Saygılar,
Kadir Tellioğlu'82
December 06, 2004 4:24 PM |