Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır. |
|
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |
Endüstri Mühendisi İçin Kariyer
Modelleme Çalıştayı (Devam)
Marmara Üniversitesi Mühendislik Kulübü |
Birikimler
|
|
Birinci Dönem: 18-22 yaş arası Bu dönemi öğrenme dönemi olarak adlandırılmıştır. Bu dönemde öğrencinin temel önceliği ÖĞRENMEK (Dersleri öğrenme fırsatı olarak kullanmak) ve FAAL OLMAK olarak belirtilmiştir. Faal olmaktan ise a) güncel piyasaları takip etmek, b) kariyer günlerini takip etmek, c) stajlarını hedeflere göre kullanmak, konuları kastedilmiştir. Öğrenme konusunda,
Bu farklılaşmayı ilk anlamda diğer insanlara göre bir ürün gibi düşünebilirsiniz. Ama daha önemlisi insanın kendi içinde bir fark yaratması! Çünkü esas olan insanın kendisini sürekli geliştirmesi. Farklılaşma konusunda şu şekilde bir örnek verilebilir: insanlar başarılı olmak isterler. Not olarak sıralamada birinci olmak bu yönde iyi sayılabilecek bir göstergedir. Ancak yine de unutulmaması gereken iki husus var:
Dolayısıyla insanın kendisini tüm başka insanlarla kıyaslama için pek şansı olmadığından en güvenilir yol, her gün kendisini kendisi ile kıyaslaması ve kendisine sürekli bir şeyler katmasıdır. Zaten siz her gün kendinizi ileriye götürebiliyorsanız hiçbir sorun yok. Bence bu farklılaşma konusunu da böyle netleştirmek lazım. Aslında bu felsefe olarak da doğru olan yol! Özetle, siz asli işiniz olan öğrenmeyi iyi yapıyorsanız, buna ilave olarak çevrenizle ilgileniyor ve izliyorsanız gidişat iyi. Öğrencilik sırasında faal iseniz, “benim için hangisi daha iyi olur, ben ne istiyorum?” gibi izlemeye başlarsınız. O sırada kendinize uyabilecek, daha memnun olduğunuz konuları araştırmanız ve bir merak içinde olup değişik kariyer ve yüksek lisans alternatiflerine bakmak lazım. Aslında artık bugün dört yıllık eğitimin yetmediği söylenebilir. Yani biraz daha uzmanlaşmak gerekiyor. Nerede, ne zaman, hangi konuda, ne detayda master yapacağınız da tamamen kişisel, özel bir soru. Bu konuda bazı modalar var ama esas olan kişinin ne yapmak istediği. Önemli konu da ilgi duyduğunuz alanda önümüzdeki 20 yıl içinde ne gibi değişiklikler olacağı ile ilgili görüşlerdir. Siz bugünün şartlarıyla karar verirseniz bu yanlış olur. Dolayısıyla biraz daha uzun vadeli bakmak faydalı olacaktır. İkinci Dönem: 22-25 yaş arası Bu dönem erken profesyonellik dönemi olarak adlandırılmıştır. Yani bu dönemde insanlar yüksek lisans çalışmalarını bitirmişler ya da devam ediyor ve iş hayatına da bir başlangıç yapıyorlar. Öncelikle kişilerin içinde çalıştıkları kuruluşu ve sektörü tanıması lazım. Bununla yetinmeyip diğer sektörleri ve kuruluşları da tanıması gerekiyor. Burada amaç belli bir kariyere başlamak olduğu için meslek ve sektörlerin tanınması ve irdelenmesi gerekiyor. İlerideki dönemlerde tabi bu seçim değişebilir, işte bu devreye onun için erken profesyonellik diyoruz. Bu dönemde belli bir sektöre ve mesleğe adım atılıyor. Bu her iki konuda da ileriki dönemlerde değişiklik olabilir, olmayabilir de. Ama öncelikle içinde bulunulan durum iyi değerlendirilmelidir. Burada önemli ve altı çizilmesi gereken konu temel becerilerin gelişimidir. Çalışma sırasında öne çıkmış bu üç tane temel beceri, aslında herhangi bir sisteme dahil olup o sistem içinde etkinlik gösterebilmek için gerekli temel koşullar ve üçü de birbirini destekleyen temel konulardır :
Bu bölümde ortaya konan çok önemli iki uyarı var:
Takım çalışması: Neden takım çalışması derseniz, insanların tek başlarına bir şeyleri başarması pek mümkün değil. Çünkü gerçekten bir şeyleri öğrenmek istiyorsanız, öğrenmeye başladığınızda göreceğiniz şudur: öğrenecek çok şey var ve hiç kimsenin her şeyi bilmesi mümkün değil. Eğer başarmak istiyorsanız ve bunu daha çok bilgi ile yapmanız gerekiyorsa, insanlarla çalışmayı öğrenmeniz gerekmektedir. Türkiye’de en çok dikkat çeken hatalardan biri de budur. Türkiye’de başarılı insanlara baktığımda çoğunlukla yalnız oldukları görülür. Tamam belki bu çok güzel bir his ama bunu kötü tarafı “benim başka insanlara ihtiyacım yok, başka insanlarla vakit kaybedemem, paylaşmak istemiyorum” gibi bir görüntü vermesidir. O zaman tek başınıza ne kadarını yapabiliyorsanız, o kadarını yapabiliyorsunuz. Önemli olan birlikte de başarabilmeyi öğrenmek. Bu konuda bence baştan düşünmek lazım. Takım çalışmasını da bir gösterge olarak ya da takım gibi çalışıp takımdan alıp kaçmak gibi de düşünmemek lazım. Yani bunun samimi bir takım çalışması olması lazım. Bu çalışma sırasında gerekli herkesin değişik özelliklerinin olduğunu görüyorsunuz, bu açıdan insanları gözlemlemek için ve insan ilişkilerinde ilerlemek için iyi bir kazanç. İnsan ilişkilerinde ilerleme konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Ben insanların gerek insan ilişkilerinde ve gerekse takım çalışması konusunda biraz manipülatif yaklaştıklarını görebiliyorum. Burada samimiyet çok önemli yani gerçek gelişim, öğrenme ve beceri manipulasyonla değil samimiyetle olur! Burada insanların kendi içlerine dönüp bireysel gelişimleri aracılığı ile daha erdemli olmaları gereğini söyleyebiliriz. Bu gelişim yaklaşımı “içerden dışarı yaklaşım” olarak adlandırılmaktadır. Eleştirmek ve eleştirilebilmek ise çok önemli bir diğer konu. Bu konunun çok iyi öğrenilmesi gerekiyor. Bu öğrenmeye açıklığı gösterir, birisi eleştirilmiyorsa insanların öğrenmelerine yardımcı olmuyor demektir, eleştirmiyorsa da kendisi öğrenmiyor demektir. Tabi eleştirmek ve eleştirilmenin de bir üslup gerektirdiği unutulmamalıdır. İlk yıllar çok çalışma gerektiren önemli yıllar. Tabi öncelikle “zeki” çalışmak gerekiyor, ama çok çalışmak önemli bir nokta. Eğer insan ilk işine kendini verip onu bir öğrenme fırsatı olarak değerlendirebiliyorsa, bu çok iyi bir başlangıç. Ve bu doğru başlangıcı yapmak çok önemli! Bu neden önemli? Yukarıda dediğimiz gibi insanlar sektör, şirket ve meslek bazında değişik kararlar verebilirler ama kişi eğer vaktini iyi değerlendirmemiş, yaptığı işi iyi anlamamış ve yeteri kadar çalışmamışsa değişiklik ihtiyacı ve yönü konusunda yeteri kadar bilgi edinememiş demektir. Dolayısıyla vakti boşa geçmiş olacaktır. Halbuki 22-25 yaş arası kariyer gelişimi açısından çok önemli bir öğrenme dönemidir. Bu dönemi yeterince değerlendirememiş birisine 30 yaşından sonra öğrenme fırsatı verilmesi düşük bir olasılıktır. 22-25 yaş arasında öğrenme, hata yapma ve değiştirme şansı daha fazladır. Onun için bu şansı en iyi şekilde değerlendirmeniz gerekiyor. Bu arada yapılabilecek alternatifler neler diye baktığımızda yurt dışında çalışıp bir süre perspektifini geliştirmek, değişik eğitim, seminer ve çalışmalara katılmak iyi bir olasılık olarak gözükmekte. Doğal olarak her durumda yukarıdaki uyarıların geçerli olduğunu unutmamak lazım. Üçüncü Dönem: 25-35 yaş arası 25 yaşına kadarki dönemi “erken profesyonellik” devresi olarak, bir adaptasyon ve mesleğine odaklanma dönemi olarak görmüştük. Yani 26 yaşında belli bir sektörü tanıyan, şirketler konusunda fikri olan, iş hayatının ne olduğunu bilen ve belli bir mesleği olan yani "mesleğin nedir?" diye sorulduğunda ne yapmak istediğine net bir şekilde cevap verebilen bir hale gelmek gerekmektedir. Bu sürenin bir miktar daha ötelenmesinin büyük bir sorun olmadığı açıktır. Gelinen bu nokta iyi bir nokta keza insanlara bunu söylemeseniz belki de bu aşamayı 23 yaşında bekleyecekler ya da 26-27’lerinde daha ileri durumları hedefleyerek kendilerini büyük bir baskı altına sokabilecekler. Bir şirket bir değer zinciridir aslında. O değer zinciri çalışırsa değer üretilir. İşte bu yaşlarda artık değer zincirinin gelişmesi için sorumluluk alacak düzeye gelmiştir. Bu, bir proje liderliği olabilir, şeflik, yöneticilik, uzmanlık olabilir, bunların hepsi de önemli kazanımlar. Bu dönemin başlangıç ve bitiş zaman aralığı olarak 25 ve 35 yaşları arasındaki dönem belirtilmiş. Bu çerçevede kişinin profesyonellik döneminde bu değer zincirinin etkinleşmesinde de yardımcı olması gerekir. Dolayısıyla çalıştığı sektördeki global örnekleri inceleyip, yayınları ve kongreleri takip edip, dünyada nelerin olduğunu takip etmesi gerekir. Farklı teknoloji ve uygulamaları birleştirmelidir. Günlük işlerin de kaçırılmaması gerekir. Yeni model ve kavramların üzerinde düşünülmesi gerekir ki bu da yine sektördeki global örnekleri inceleyerek olabilir. Ama bu kopya etmek değildir, kendisi de yeniden tasarlayabilmelidir. Zamanını iyi kullanıp önemli işlere öncelik vermelidir. Bu döneme kadar edinilmiş deneyim ve öğreniler bilhassa 30-35 yaşları arasında insanlara aktarılmalı, bunun için insanlara eğitim verilmelidir. Kişinin bir vizyonu olması ve bunu paylaşması lazım. İşin çekerini bulması lazım : bu noktaya gelmiş birisinin bir işin olması için etkin tüm faktörleri-etmenleri fark edebiliyor olması lazım. Bu dönemin ana fikri kişinin birikimlerini en iyi şekilde kullanması, değer zincirini yaratıp o değer zincirini geliştirmesi için yeni fikirler üretmesi ama bunun yanında günlük işlerini ve zaman yönetimini mükemmel bir şekilde yapmasıdır. Tabi önemli bir diğer konu, bu da “tüm profesyonellerin” sivil toplum kuruluşlarında etkili çalışmalar yapması gereğidir. Bu insanların hem sosyalleşmesi ve hem de becerilerini farklı yönlerde geliştirmesi için de bir fırsat olacaktır. Ayrıca bu, kişinin toplumsal olarak sorumluluklarının farkında olduğunu ve bunu yerine getirdiğini gösterir. 35 yaşına kadarki dönemde, bir değer zinciri üzerinde farklı noktalarda yer alınması lazım. Yani masanın değişik taraflarında oturulmalı ki herkesin perspektifi görülebilsin. Bu dönemin sonunda tüm temel yönetim işlevlerini icra edebilir hale gelinmesi gerekir. Mutlaka bir-iki tane unvan alınmış olmalı ve kaynakların etkin ve verimli kullanılması konusunda müthiş bir titizliğe sahip olunması gerekir. Bu profesyonellik döneminde yani 25-35 yaşlarındaki dönemde kişi öncelikle konusuna hakim olmalı, ürününün ya da hizmetinin eksikliklerini bilip bunları gidermeye çalışmalı, teknolojiyi kullanabilmeli ve adapte edebilmeli, yeni ürün sunumunda öncü olmalıdır. Bunlar, yaptığı iş ile ilgili kriterler, bunlara başarı kriterleri de diyebiliriz. Bu dönem içerisinde profesyonelin kendisinde geliştirmesi gereken bir beceri var: amacında ısrarlı olacak, yöntemde esnek olacak! Bu çok önemli bir noktadır! Genelde insanlar yöntemde katıdırlar, taviz vermeye yanaşmazlar; ama amaçlarında ısrarlı değillerdir. Dolayısıyla bu yaklaşım insanı hiçbir yere götürmeyecektir. Bir yerlere gidebilmenin temeli: etkili iletişim sağlamak, yaratıcılığı geliştirmek... Yaratıcılık çok önemli. Yaratıcılık yoksa hiçbir şey yok, bunun için de mümkün olduğunca farklı açılardan düşünmek gerekiyor. İletişim sağlamak, amacında ısrarlı olmak, yaratıcı olmak, bunlar tamamen düşünme becerileri. Dolayısıyla kişinin kendi düşünme becerilerini sürekli geliştirmesi gerekiyor. Tabi bunları yaparken de şans faktörünün önemli olduğunu hiç unutmamak gerekir. Bu şans faktörünü neler destekler?
Bunların hepsi de şans faktörünü destekleyen diğer detaylı faktörler. Özetle, kişi 35 yaşına geldiğinde nasıl bir görünüm kazanmalı?
Yine maliyet konusunda hassas olmak 35 yaş olgunluğuna erişilip erişilemediği konusunda önemli bir kriter. 35 yaşını aslında bir dönemeç olarak görebiliriz: ileri profesyonellik dönemi için kritik bir dönemeç. Buraya kadar ki profesyonellik dönemini “yürüme dönemi” olarak görmüşüz, değer zincirinin tasarlandığı gibi işlemesinden sorumlu ve dişlilerin sürtünmesini en aza indirerek sistemin kurulduğu gibi işlemesi ve biraz daha iyi değerlenmesi için uğraşmak. Dördüncü Dönem: 35-50 yaş arası İleri profesyonellik döneminde artık sistemlerin sürtünmeleri ile belki uğraşmak ve bunların üzerinde durulması gerekiyor. Yani daha makro konularla uğraşması gerekiyor. Buraya koşma ya da sıçrama, yeni değer zincirleri tasarlama dönemi adı verilmiştir. Koşma nedir? Bu aşamadan sonra şirketinizde koşabilir ve üst yönetici olarak çalışabilirsiniz. Aslında 35 yaş kritik yaşlardan. Yani belli geçişler olabilir: bir üst yöneticilik kariyerine gidebileceğiniz gibi, hayat içinde bazı giriş çıkışlar da olabilir. Yani akademik kariyere dönebilirsiniz, siyasete dönebilirsiniz, akademik hayattan iş hayatına geçebilir ya da yeniden eğitilmeye karar verebilirsiniz. 35 yaş gerçekten belli deneyimler aldığınız ve belli stratejik kararları yeniden aldığınız bir dönem. Tabi bu noktada insan kendi şirketini de kurabilir. Genel olarak, bu aşamadan sonra hayatta çok değişik geçişler yapmak mümkün. Bu aşamada kişilik olarak belli bir olgunluğa erişmiş, yönetim becerileri edinmiş, mesleğinde profesyonelliğe gelmiş, artık kendi başına kendisini ve çevresini yönetebilir birisinden bahsediyoruz. Bu kişinin yapabileceği çok şey var ama dediğimiz gibi bu 35 yaş kriterlerini yerine getirmiş, yani sorumlu, zeki ve değer üreten birisiyse network yapıları inşa etmeye başlamalı! Peki neden insanlardan, şirketlerden network oluşturmak gerekiyor? Neden network kurma fikri neden daha önceki aşamalarda dile getirilmedi? Yani, insan ilişkilerine önem vermek 24 yaşında geçti ama network geçmedi! Network kurabilmek için çok yüksek bir beceri, çok iyi bir modelleme gerekiyor. Onun için insanın belli profesyonel becerilerinin olması gerekiyor. Dolayısıyla bu network’ler daha yüksek değerlerin üretilmesi için yeni platformlar. Burada işverenin, aynı zamanda müşterilerinin ve iş arkadaşlarının güvenini kazanmak da olmalı. Demek ki burada artık yönetim becerilerini ispat etmek, güven kazanmak ve network’ler kurmak önemli. Bu tür bir ilişki ve etki alanının geliştirilmesi için beceri kadar bir diğer önemli faktör de güven. İşvereninin, meslektaşlarının ve müşterilerinin güvenini kazanmak ve yönetim becerisini ispat etmiş kişi olmak! Bu noktada en önemli hedef olmalı. Bunun sonucunda ne olabilir? Bu dönemde biraz daha fazla para kazanabilirsiniz, başkalarına para kazandırırsınız, yeni pazar ve işler yaratabilirsiniz, söz hakkı olan bir mevkide bulunabilirsiniz ve dolayısıyla işlerin gidişatını etkileyebilirsiniz. Dolayısıyla bu dönemde de insanın ne kadar profesyonel ne kadar lider olduğuna bakılabilir. Yani liderliği biraz daha sıçrama ile ilişkilendirip, profesyonelliği biraz daha koşma ile ilişkilendirebiliriz. Ama şöyle bir şey de var; profesyonel yöneticiler de liderliklerini göstererekten kuruluşlarını sıçratabilirler vs... Burada önemli bir konu da emekliliğin planlaması olarak belirlenmiştir. Biraz dikkat edildiğinde bunun gerçekten çok önemli bir konu olduğu görülebilir. Hele insan artık aile de kurmuşsa, bu daha da önemli bir konu olarak kendini gösteriyor. İleri yaşlarda, son on yılda, bu işlere başlamak ve panik yapmamak için bu işe 35 yaşında ufak ufak başlamanın çok önemli faydaları var. Hangi noktada ve hangi düzeyde olursa olsun; bu çalışmaya katkı sağlamak isterseniz tunccelik@analiz-sentez.com adresine yazın. Bu çalışma soru ve eleştirilerinizle de gelişecektir. |
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |