Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır. |
|
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |
Üretim Yönetimi
Arman Arıkan |
Arman |
|
"Arkadaşlarımız, meslektaşlarımız çalıştıkları yerlerde neler yapıyorlar?" gidip yerinde görelim, soralım deyip geliştirdiğim bir programda ilk kez seninle görüşüyorum. Umarım,
bu program işe yarar. Nasıl geldin Arçelik'e? Daha önce çalıştığım bir yer var orada çok kısa çalıştım; 4-5 ay kadar. Daha sonra buranın başvurusuna yanıt çıkınca, 97'nin başında, buraya geçtim. Şirketlerin üniversiteye geldiğinde, daha okuldayken başvurmuştum. İlk iş yerim Barlan Metal'de (Eski Nasaş) Endüstri Mühendisliği Bölümünde endüstri mühendisliği hizmeti veriyorduk. Bölüm; üretim spesifikasyonlarının belirlenmesi, iş etüdü, zaman etüdü gibi rutin işleri de yapıyordu. Ben biraz daha serbest çalışıyordum. Kendi işimi kendim buluyordum. Bazı layout sorunlarına el attım. Dökümhanede, manuel yürüyen bazı stok kontrol sorunlarıyla uğraştım. Fazla da kalamadan, buraya geldim. O zamanlar, Arçelik'in organizasyonu biraz farklıydı; Montaj Takımında başladım. Daha kalabalık ve daha fazla fonksiyonu içeriyordu. 2,5 sene sürdü bu iş. Daha sonra organizasyon değişikliği ile Üretim Mühendisliği Bölümü kurulunca, ben de bu bölüme geçtim. Montaj Takımında, nasıl şeyler yaptınız? Montaj takımları, hem üretimi, hem malzeme planlamasını, hem üründeki temel değişiklikleri, hem de bakım süreçlerini içeren bir kadrosu vardı. Orada gene temel olarak üretimle, ama tüm süreçlerdeki işlerle; iş kalifikasyon sistemlerinden bire bir üretimle ilgili problemlerle kadar (malzeme kalite, ürün kalite gibi) ilgilenirdik. Ayrıca, ufaklı büyüklü (matris projeler dahil) projelerde çalışırdık. Yatay anlamda bir sürü işi yapıyorduk. İPK konusunda da, ürünün malzeme kalite problemlerinde de çalışıyorduk. Mesela, bir sektörün sorumluluğunu alıp malzeme takibi, malzeme planlaması yapıyorduk. Bu arada, yeni ürün projesiyle beraber bantlardaki değişiklik için yapılan yatırım projesinde çalıştım. Daha sonra SAP devreye alınırken SAP projesinin PP modülünde çalıştım. Bu da altı ayımızı aldı. O sırada, opresyonel işleri bırakıp tamamen SAP konusunda çalıştım. Bunun ardından organizasyon değişti zaten. Montaj Takımının üyeleri kimlerdi? 8 tane mühendis vardı ve teknisyen arkadaşlar ve 300 de operatör vardı. Tek endüstri mühendisi bendim, bir işletme mühendisi vardı, gerisi makina mühendisiydi. Makinacılar daha ürün bazlı çalışırlardı. Biz de üretim bazında çalışırdık. İPK deyince bizim oluyordu. Fakat bir rulman yuvasında bir problem olduğunda onların problemleri oluyordu. Montaj bandı dengelemeleri, iş etüdü, -MTM eğitimine de gitmiştim- zaman etüdü çalışmalarını da yapıyorduk. İşletmenin bir çok bölümüyle, Genel Müdürlük dahil, ilişki içerisinde olduğumuzdan, iyi bir deneyimdi. Montaj Takımının ilişkili olduğu birimler nelerdi? İç Üretim Takımlarından, dahili parçaları alıyor; Tambur, kazan, gövde gibi. Yardımcı Sanayiden çeşitli malzemeler geliyordu. Montajdan sonra da Kalite Güvence'yle işimiz olurdu. İhracat olunca buna göre ilişkiler ortaya çıkıyordu. Satın Alma ile Arge ve Ürün Geliştirme bölümleri ile de çalışırdık. Operatörlerle İnsan Kaynaklarıyla işimiz oluyordu. Şimdi? Şu anda; organizasyon değişimi sonucunda oluşan Üretim Mühendisliğindeyim; merkezi bir departman. 99'dan beri buradayım. Reorganizasyon sonucunda, takımların işlevleri paylaşıldı. Üretim Planlama, Üretim Mühendisliği gibi merkezi departmanlar oluştu, bazı misyonlar buralara aktarıldı. Yataylığın bir ölçüde kaldırılmasının argümanları konusunda senin düşüncelerin neler? Her iki yaklaşımın da kendine göre olumlu ve olumsuz tarafları var. İşin herşeyinden sorumlu olduğun hücresel imalat yaklaşımında çok avantajlar var, ama bir yandan da, mühendislik nosyonunun biraz zayıflatıldığı bir şey oluyor, teknik anlamda. Çünkü siz orada hem o üretim takımını işletmekle yükümlüsünüz, günlük sıkıntıları var; bir yandan da uzun vadeli de düşünmek zorundasınız. Üretim Mühendisliği olarak; tüm işletmenin yatırımlarını konsolide ediyoruz. İşgücü planlamasını yapıyoruz; kadrolarını belirliyoruz. Takımlara endüstri mühendisliği anlamında destek veriyoruz. Ana olarak makina ve endüstri mühendisliği eksenlerinde ikili bir yapımız var. Bizim tarafta iki endüstri mühendisi, bir metot teknisyeni ve metot operatörü olarak dört kişiyiz. İşletmenin bütün operasyon planlarının yapılması, MTM analizlerinin yapılması, kadro ihtiyacının belirlenmesi, temel verimlilik hesaplarının yapılması, verimlilik projelerinin (operatör tasarrufu projelerinin) yapılması, gümrük duvarları yüksek ülkelere yarı-mamul bazında ürün göndermeye yönelik olarak yaptıklarımız; navlun optimizasyonları, ürün ağacı belirlemeleri gibi işleri sayabilirim. Bu yarı-dağınık ve tam dağınık ürünlerle ilgili olarak müşteriye teknik eğitim verme işini de yapıyoruz. Bir de endüstri mühendisliğine yakıştırılabilen irili ufaklı çok çeşitli konular var; proje diye adlandıramadığımız ama gündemimize de girip çıkan çok konu var. Gelecek açısından baktığın zaman, burada yaptıklarınla istediğin birikimi, gelişimi sağlamış oluyor musun? Endüstri mühendisliği nosyonuyla çalışmaktan memnunum. Bölüme yetkili olarak dönsen neyi değiştirirsin? ODTÜ'nün ağırlıklı olduğu Production Management açısından benim yaptığım iş çok iyi örtüşüyor. Bu nedenle, bölümden memnun olanlar kısmındayım. Daha çok makina mühendisleriyle çalıştığım için onların diline daha çok uyum sağlayacağım biçimde eklemelere, desteklere ihtiyaç duyardım diye düşünüyorum. Mesela, Manuf dersine Atölye Stajı gibi şeylerin konulmasını önerebilirim. Listeyi nasıl buluyorsun? Gereksiz mailler biraz fazla, ama sabretmek gerektiğine inanıyorum. Ben mesela, belirlediğim bazı gereksizlikleri, hiç okumadan silerek bunu bir ölçüde çözüyorum. Mesleki konuların biraz daha ağırlıklı konuşulduğu bir yer olmaya doğru gitmeli diye düşünüyorum. Mesleki anlamda ufuk açıcı olabilecek konulara ağırlık vermek lazım. Sen niye yazmıyorsun? Askerden önce bir kaç kere, teknik konularda, yazmıştım. Listenin havası daha uygundu, o zamanlar. Sonra olmadı, denk gelmedi. İnsan o kadar çok farklı konunun arasına, öyle kolay giremiyor. Ama günde iki mesaj sınırlaması, bu olumsuz gidişi biraz engelledi diye düşünüyorum. SistEM'i nasıl buluyorsun? Gelişiyor. Daha zengin olmasını bekliyoruz ama bir şey yapmadan zenginleşmesini beklemeyi de bencillik olarak görüyorum. Farklı sektörler ve konulara yönelik olarak biraz daha gelişme, birikim oluşturulabilirse, iyi olacak diye umuyorum. ODTÜlülerle ilişkilerin nasıl? Mezunlar Derneğine üye misin? Üye değilim; biraz, uzakta olmamızdan, biraz da sanki daha yeniymişiz gibi düşündüğümden olmadım. |
Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler |