DÜNYA ÇELİK ÜRETİMİ VE PAZARI
Çelik dünyada en çok ve yaygın olarak kullanılan bir malzeme olarak
ülkelerin kalkınmalarında önemli rol oynamaktadır. Geri dönüşüm
oranı da çok yüksektir. Yani hurdası defalarca tekrar üretim
sürecine geri döndürülebilmektedir.
Çelik (ve de kömür) bir zamanlar ülkeler için çok stratejik bir
malzeme idi, öyle ki, bugünkü Avrupa Birliği’nin temelleri de II.
Dünya Savaşı sonrasında 1950’li yıllarda Avrupa Kömür ve Çelik
Topluluğu’nun kurulması ile atılmıştır.
1950 yılında yaklaşık 200 milyon ton olan dünya çelik üretimi, 2004
yılında 1 milyar ton’a ulaşacaktır. 2003 yılı verilerine göre 965
milyon ton olan dünya çelik üretiminde Çin 220 milyon ton ile başı
çekmektedir. Japonya ve ABD’nin üretimleri toplamı Çin’in üretim
miktarının altındadır.
Uzun yıllardır talebin çok üzerinde bir kapasiteye sahip olan dünya
çelik sektörü birkaç yıldan özellikle de son iki yıldan bu yana
Çin’in büyük etkisi ile inanılmaz bir değişim içine girmiştir.
Fiyatlar dolar bazında % 300 oranında artmış, karlılık oranları çok
yükselmiştir. Bu artışlar hammadde ve navlun fiyatlarına da
yansımıştır.
Geleneksel olarak kar marjı düşük olan çeliğin önemli
özelliklerinden birisi de dönemsellik özelliğidir. Buna göre
arz/talep ve dolayısı ile fiyatlar dönemsel olarak değişmekte,
fiyatların düşüşte olduğu dönemlerde üretim kısıtlamasına gidilerek
dengeleme sağlanması başarılamamakta, fiyatların yüksek olduğu
dönemlerde yaşanan yeni kapasite yatırımları da engellenememektedir.
Süreleri değişmekle birlikte uzun süredir sektör bu döngü ile
yaşamaktadır. Sektörde tekelleşme oranının çok düşük olması (son
yıllarda Arcelor, Ispat – LNM (yeni adı ile Mittal), Corus gibi
konsolidasyonlara rağmen 10 büyük üreticinin toplam payı % 27’dir.
Son yaşanan Mittal konsolidasyonu ile birlikte bu oran % 30
olmaktadır.) üreticilerin birleşme ve işbirliği çabalarını giderek
artırmasına neden olmaktadır.
Nitekim, Arcelor Başkanı Guy Dolle, “Dünyanın en büyük 5 veya 10
üreticisinin, global çelik üretiminin en az % 50’sini gerçekleştirir
duruma geldiğinde, çelik fiyatlarındaki ani dalgalanmaların
etkisinin azaltılabileceğini” söylemektedir. Mevcut durum
itibariyle, en büyük 10 çelik üreticisinin pazar payı, toplam demir
çelik piyasası içerisinde % 27 seviyesinde iken, bu oranın demir
cevherinde % 97, kok kömüründe % 71 ve alüminyum endüstrisinde ise %
49 seviyesinde olduğunu belirten Dolle, 2015 yılında beklenen 1.4
milyar tonluk çelik talebinin karşılanabilmesi için, yıllık
kapasiteleri 70-140 milyon ton seviyesinde bulunan üreticilere
ihtiyaç duyulduğunu ifade etmektedir.
Benzer şekilde, şu anda dünyanın en büyük çelik üreticisi olan
Mittal Steel’in patronu da sektörde en büyük firmanın toplam
üretimin % 20’sini gerçekleştirmesi gerektiğini ifade etmektedir.
L.N.Mittal bundan birkaç yıl önce de sektörde en az 50 milyon
kapasiteye sahip kuruluşlar olması gerektiğini söylediğinde sanırım
o anki kapasitesi 10-15 milyon ton arasında idi. Şu anda 2005 başı
itibarı ile 70 milyon ton kapasiteye sahip olacaktır.
Yani çelik sektöründe tedarikçilere (cevher ve kömür), büyük
müşterilere ( özellikle otomotiv) ve rakip ürünlere ( alüminyum,
plastik vb) karşı belirleyici konumda olup, pazarlık ve rekabet
gücünü artırabilmek için konsolidasyon devam edecektir.
Özetle:
-
Dünya
yıllık çelik üretimi 1 milyar ton seviyesine ulaşmıştır. Sektörde
nerede ise ilk defa arz talebin gerisinde kalmaktadır.
-
Çin
son yıllardaki büyük atılımları ile dünyanın en büyük çelik
üreticisi olmuştur. Yanı sıra tüketim artışı paralelinde en büyük
ithalatçı olarak da pazarı belirlemektedir.
-
Çelik
sektöründe tekelleşme oranının düşük olmasından da kaynaklanan
dönemsel dalgalanmaları azaltmak, pazarlık ve rekabet gücünü
artırmak için son yıllarda gözlenen konsolidasyon çabaları devam
edecektir.
Müçteba Bekcan
76
|