ERDEMİR’İN DURUMU
Ülkenin gelişimi paralelinde yassı çelik ürünleri gereksinimi
artınca, 1950 yılların sonlarına doğru yeni bir çelik tesisi kurma
fikirleri gelişmiş ve akabinde buna ilişkin çalışmalar başlamıştır.
ABD’de yürütülen temaslar sonucu Koppers firması ile birlikte bir
tesis kurulması görüşü oluşmuştur. TBMM’de ERDEMİR’in kuruluşu için
özel bir yasa çıkarılmıştır. Böylece sermayesinin yarısından çoğu
kamuya ait olsa bile bu özel yasa sayesinde özel bir şirket olarak
çalışması olanağı sağlanmıştır.
Yapılan teknik çalışmalar sonucu tesislerin Kdz. Ereğli’de kurulması
kararlaştırılmış ve zamanına göre oldukça hızlı bir şekilde inşaat
ve montaj çalışmaları tamamlanarak 15 Mayıs 1965’de yaklaşık 470.000
ton/yıl kapasite ile üretime geçilmiştir.
Ülkenin artan yassı çelik tüketimi paralelinde yapılan kapasite
artırma ve modernizasyon yatırımları sonucu bugün ERDEMİR üç milyon
ton ham çelik üretim kapasitesi olan, son teknolojiye sahip çelik
üretim, sıcak ve soğuk haddeleme, kaplama (kalay ve çinko) tesisleri
ile modern bir çelik kuruluşudur.
Son yıllarda yapmış olduğu girişimler ile Romanya’da bir soğuk
haddeleme tesisi satın almıştır. Gebze’de bir çelik servis merkezi
kurmuş, sahip olduğu birikimi değerlendirmek için bir mühendislik
şirketi oluşturmuştur. Kırıkkale’de kurulu, MKEK’e bağlı ülkemizin
tek dikişsiz çelik boru tesisi olan Çelbor devralınmıştır. Yassı
çelik üretimine dönüştürmek üzere İSDEMİR’i devralmış ve burada
gerekli yatırımlara başlamıştır. Son olarak 2004 yılı içinde
özelleştirilen Divriği Pelet tesislerini satın almıştır.
Yassı çelik sektöründe ülkemizin ilk özel sektör yatırımı olan
Borusan Holding bünyesindeki Borçelik’te ERDEMİR’in de %8,9’luk bir
hissesi bulunmaktadır. Borçelik’te Borusan ve Arcelor eşit paya
sahip olup, şirketi ortak olarak yönetmektedirler. (Borçelik
Gemlik’te kurulu bir soğuk haddehane ve yeni kurulan galvanizleme
tesisinden oluşmaktadır.)
Yine Arcelor’un ülkemizdeki bir yatırımı olan Gemlik’te kurulu
Sollac Ambalaj Çeliği A.Ş.’ye ERDEMİR %25 oranında ortak olmuştur.
Halen sahip olduğu tesislerde ürettiği kaliteli ürünleri,
tesislerinin kapasitesi ve konumu, Ereğli ve İskenderun’da sahip
olduğu liman tesisleri ile önemli bir bölgesel güç olarak ortaya
çıkmıştır.
Pazar içindeki konumu ve olanakları sayesinde genelde karlı olarak
çalışmış, yarattığı kaynaklarla yatırımlarını finanse etmiş, maliyet
açısından AB ülkeleri ile rahatça rekabet edebilir konumda olmuştur.
Özel şirket olarak çalışabilmesi, buna bağlı olarak özel ücret
yapısı ile personel çalıştırabilmesi, tüm kararların Yönetim
Kurulu’nca alınabilmesi, devletin bürokrasisi ve denetimi dışında
olması ERDEMİR’in karlı olması ve yatırımlarını zamanında
yapabilmesinin en önemli unsurlarındandır.
Halen hisse senetleri İMKB’de işlem görmektedir. Sermayesinin
%49,9’u kamuya ait olup, kalan kısım çok sayıda kişi ve kuruluşa
aittir. Kuruluş yasasına göre kendi hisse senedini alıp satabilen,
elinde tutabilen tek şirkettir.
Hatırladığım kadarı ile, Genel Kurullar’da özel kişi ve kuruluşların
sahip olduğu her hisse iki oy hakkına, kamunun elindeki hisselerin
yarısı tek, yarısı ise iki oy hakkına sahiptir. Yani teorik olarak
kamunun dışındaki tüm hisse sahipleri genel kurula katılsa ve
belirli isimler üzerinde anlaşarak oy kullansa yönetimi
belirleyebilirler. Ama bu durumun pratikte mümkün olmadığını herkes
bilmektedir.
ERDEMİR’in özelleştirilmesi ile ilgili çalışmalar on yıldan fazladır
devam etmektedir. Sanırım 1993 yılında açılan ihaleye katılan
firmalar arasında Uzan Grubu, İspat (Hindistan), Tata (Hindistan),
şimdiki adı ile Park Holding vardı. Uzan Grubu 300 milyon $ ile en
yüksek teklifi vermişti. İhale daha sonra iptal edildi.
Kuruluşundan bu yana gösterdiği gelişim ve performansı ile
ERDEMİR’in kamu yatırımları açısından ilginç ve örnek bir model
olduğu söylenebilir.
Müçteba Bekcan
76
|