Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunlarının bir e-ortamıdır.

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler

Arşiv

metu-ie-alumni

Kimlik

Yazışma

Yeni Rekabet Ortamında İşyeri Organizasyonu ve EM

Çağlar Güven

Giriş

Tarihsel Perspektif

Etkililik Verimlilik

Değişen Koşullar

Bürokrasi Demokrasi

Rekabet Gücü

EM Gündemi

İktisatçılar

Kaynakça

Giriş

İkinci Dünya Savaşını izleyen yıllarda kurulan uluslararası ekonomik düzenin uzun süreden sonra bir geçiş dönemine girdiği görülmektedir. Ne zaman başladığı kesin olarak belli olmayan bu değişim yetmişli yıllardan beri belirgin biçimde hissediliyor. Değişimin nedenleri arasında pazar yapısı ve üretim teknolojileriyle ilgili mikroekonomik etkenlerin yer aldığını ileri sürebiliriz. Dünyadaki teknolojik gelişmelerin önemli bir bölümü yakın zamana dek Amerika Birleşik Devletlerinin öncülüğü ve kontrolü altında sürdürülen askeri amaçlı projelerden kaynaklanıyordu. ABD yönetiminin politikasına göre yeni ve yüksek teknoloji içeren buluşlar ve bunlara dayanan sistemlerin geliştirilmesi hedefleniyor, daha sonra bu yenilikler diğer sanayi sektörlerine aktarılıyordu. Bunun gerçekleştirilmesi için devletin temel bilimleri destekleyici fonlar yaratıp bunları üniversite ve diğer araştırma kurumlarına yöneltmesi kafi gelmekteydi. Bu politika doğal olarak ABD firmalarına dünya ölçüsünde teknolojik üstünlük ve rekabet gücü sağlıyordu. Altmışlı yıllarda ilk kez Japonya'nın ABD karşısına ciddi bir rakip olarak çıkıp zamanla kimi sanayi dalında üstünlüğü ele geçirmesi ve bazı Asya ve Avrupa ülkelerinin de onu izlemesi, yukarıda özetlenen ekonomik düzenin değişmeye başladığını gösterdi. ABD temel bilimlerdeki üstünlüğünü henüz yitirmemesine karşın uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü koruyamıyor; buna karşılık temel bilimlerde henüz önemli bir varlık gösteremeyen bazı Asya ülkeleri ise imalat sanayii ve ticarette üstün performans sergiliyor, pazar paylarını artırıp döviz rezervlerini şaşırtıcı boyutlara yükseltebiliyorlar. Bu durumun açıklanabilmesi için sayısız araştırma yapılmış ve halen de yapılmaktadır. Cevabı aranan sorular sadece ABD için değil herkes için önem taşımakta, endüstri mühendislerini ise doğrudan ilgilendirmektedir.

Dünya ekonomisinin geçirmekte olduğu transformasyona paralel olarak seksenli yılların ortalarından bu yana gözlenen savaşlar, iç çatışmalar, parçalanma ve rejim değişiklikleri toplumların siyasal platformda da yeni arayışlar içinde olduğuna işaret ediyor. İki kutuplu bir dünya düzeninin devrini doldurduğu anlaşılıyor, ancak bu düzenin yerini neyin alacağı pek belli değil. Siyasal alanda görülen bu kararsızlığın ekonomide ve üretim sürecinde ortaya çıkan yeni koşullarla ilgili olduğu öne sürülebilir. Toplumsal gelişim bir bütün olduğuna göre olup bitenin sağlıklı olarak açıklanması birleştirici bir yaklaşıma ihtiyaç gösteriyor. Bu yazıda yapılmaya çalışılacak olan budur. Yazının amacı üretim sürecinin karşılaştığı yeni koşullar ve bunların doğurduğu ihtiyaçlarla işletmelerin başarısı arasındaki ilişkiyi ortaya koymak ve bu başarıya yardımcı olacak örgütlenme biçimini tartışmaktır. Bu yapılabildiği ölçüde ekonomik yarışın değişen kuralları da daha iyi anlaşılabiIir. Yazının odak noktası endüstri mühendisliği açısından taşıdığı önem dolayısıyla, işletmelerin rekabet gücü kazanmak için ne yapmaları gerektiğinin araştırılmasıdır.

Konu uzunca bir süredir gündemde olduğundan endüstri mühendisleri bu yazıda öne sürüIecek saptamaların çoğuna yabancı olmayacaklar. Burada yapılmak istenen iki şey var: Bunların birincisi ve önemli olanı konuya örgütsel perspektiften yaklaşarak sorunları yukarıdan gören bir bakış açısı geliştirmektir. Endüstri mühendislerinin sorumluluk yüklendikleri alanlar oldukça geniş bir yelpaze oluşturmakla birlikte mühendislik bakış açısının esas itibarıyla proses düzeyinde olduğu kabul edilirse, örgütsel perspektifin derli toplu bir şekilde sunularak altının çizilmesi yararlı olacaktır. Bu bakış açısı özellikle önemli, çünkü yeni koşullara uyum sağlamak ve rekabet gücünü artırmak isteyen işletmelerin önündeki başlıca problem işyeri organizasyonunun yeniden oluşturulmasıdır. Endüstri mühendislerinin bu süreç içerisinde gitgide daha aktif bir rol oynayacaklarına inanıyoruz. Yazının ikinci amacı üretkenlik gibi kavramların kazandığı yeni ve zengin içeriğe dikkat çekerek bunlara bağlı yeni görüş ve genellemelere yer vermektir. Tabii ki bütün bunlar bize rekabet gücü elde etmek veya en iyi örgüt yapısını oluşturmak için kolay anlaşılır reçeteler sağlamıyor, bu bakımdan yazıdan kesin önermeler beklemek doğru olmaz. Bu makalede yapılmak istenen bir dizi önerme ile konuya kuramsal bir bütünlük kazandırmaktır.

Aşağıdaki bölümlerde ilkin işyeri organizasyonunun tarihsel evrimi özetlenmektedir. Daha sonra geleneksel örgütlenme biçimlerinin yeni dünya koşullarında neden yetersiz kaldıkları sorgulanarak bu alanda çözüm bekleyen güçlüklere değiniliyor. Bu çerçevede endüstri mühendislerinin gündeminde nelerin yer alması gerektiği üzerinde duruluyor. Bu yapılırken konuyla yakından ilişkili ulusal boyutta bazı gözIem ve sonuçlara yer veriliyor. Son olarak da örgütlenme alternatifleri ile ekonomiyi yorumlamak için ileri sürülen yaklaşım ve paradigmalar arasında bazı paraleller çiziliyor.

Ana Sayfa | Etkinlikler | Birikimler | Ülke Gündemi | Biz Bize | Dağar | Siteler | Sanat | Başka Şeyler